Hayatın zorluğunu çekmiş ve bizim bu zorluklardan tecrübe edinip yaşadığımız dönemin kıymetini ve imkanımızın çok olduğunu bilerek yaşamamız gerektiğini anlatan Zekiye teyzemiz ile sıcacık sohbetimizi sizinle de paylaşıyorum. Yaptığımız röportajları ‘Anılardan Tanıklara’ adlı kitapta toplayacağız. Takipte kalınız.
1)Çektiğiniz çileleri anlatır mısınız?
Zamanında kocam askere gidince bir ay sonra kaynanamdan dayak yedim. Bunun yüzünden 3-4 sene babamın evinde kaldım. Bunun üzerine kayınbabam eşime mektup yazmış ve durumu anlatmış. Daha sonra eşimden bir ay sonra mektup geldi ve kayınbabama benim için bir ayakkabı parasına sat demiş.
2)Gençlere sözünüz geçiyor mu?
Tabii yavrum tabii gençlere sözüm geçer. Güzel sözler ediyorum, gelecekleri açısından pişman olmamaları için sıkıntı yaşamamaları için sürekli nasihatler veriyorum. Gençlerde pür dikkat beni dinledikleri için hoşuma gidiyor.
3)Hayatınızda neler yaşadınız?
Çok sıkıntılı günler yaşadım. Beni istemeye geldiler, babam vermedi. 1-2 sene sonra da tam hatırlayamıyorum ama o civarlardı, beni kaçırdılar, bir kış akşamı idi. Bir yandan yağmur yağıyor, bir yandan da çal çamur birbirine karışmış. Yani afat çıkmıştı, çok zor günlerdi yavrum. Allah böyle zor durumları düşmanımın başına vermesin.
4)Sizin zamanınızda hayat nasıldı?
Hayat zordu, kıtlık vardı. Hasta olunca köyden hastaneye gitmemiz için 5-6 saatlik yol yürümemiz gerekiyordu. Kısacası şöyle söylemek lazım; hayat şimdiki zamanda güzel.
5)Eskiden nelere değer veriyordunuz?
Eskiden mala değer veriyorduk, tarlalarımız verimsizleşmesin diye dişimizi tırnağımıza takıp var olan gücümüzle çalışıyorduk. Mecbur değer veriyorduk çünkü ekip biçmesek aç kalacağımızı biliyorduk. Eşime değer veriyordum ama eşim rahmetli oldu. Şimdi olsaydı da keşke hala değer vermiş olsaydım.
6)Bizim yerimizde olsaydınız neler yapmak isterdiniz?
Güzel soru. Babam beni hiç okula vermediği için öncelikle okula gitmek isterdim. Gezmek, eğlenmek ve gençlerin yapabileceği her şeyi aşırıya kaçmamak şartıyla yapmak isterdim.
7)Çocukluğunuza dönmek gibi bir imkanınız olsaydı dönmek ister miydiniz?
Yok beee! Allah o günleri göstermesin. Biz küçükken çok zor şartlar altında geçindiğimiz için o günleri hatırlamak bile istemiyorum.
8)Mesleğinizden/emekliliğinizden memnun musunuz?
Tabii yavrum emekliliğimden memnun olmaz mıyım? Emeklim olmazsa oğullarım bana bakmayı bırak, yanıma bile gelmezler. Kızlarım sağ olsun.
9)Çocukluk arkadaşlarınızı hatırlıyor musunuz?
Köyün kızları vardı, köyde hep oyun oynardık; hepsi rahmetli oldu. Adları, ‘Fadime, Halime, Kezban, Kevser.’ Unutmamışım.
10)Anlatmak istediğiniz tarihi bilgiler var mıdır?
Ben, 13 yaşındayken Ordu’da hastanede yatarken büyük bir deprem olmuştu. Büyük hasarlar oluşmuştu.
11)Büyüklerimize ait özlü sözler vardır. Bu özlü sözlerden birkaç örnek verebilir misiniz?
Cebin delikse vermezler bir yudum su, hısım akraban çoktur kazan kaynarken.
Dili tatlı olanın, dostu çok olur.
İyi arkadaş, hayatın süsüdür.
İyi insan azada şükreder.
Hakka yaklaşmak yalvarmakladır, insanlara yaklaşmak ise onlardan bir şey istememekledir.
Yardım etki, yardım olunasın, kötülük edene iyilik et ki, ona sahip olasın, kendine razı olduğun sözü insanlara söyle.
Senden büyüklere itaatli ve saygılı ol ki, senden küçükler seni saysınlar.
12)Hayvanları sever misiniz?
Eskiden, tavuklarımız, civcivlerimiz, ineklerimiz vardı. Onlar için eşim kafes yapardı, onları Samsun’a getirir sonra köye geri getirirdi. Bir keresinde kafese bir baktık ki tavuklar havasızlıktan ölmüşler, o zaman ben çok üzülmüştüm.
13)1-2 anınızı paylaşmak ister misiniz?
Enver dayımın nişanı vardı, kocam beni göndermedi. Gitmek isteyince kocam beni dövüp eve kapattı. Ben de rahat durmayıp, evin bacasından geri gelmemek pahasına kaçıp nişana gittim. Nişan dönüşünde annem beni eve göndermek istiyor ama ben eve gitmiyorum. Annem beni ikna edip beni eve yolluyor. Ben annemin evine gitsem eşim tüfekle pusu kurmuş beni bekliyormuş, görse vuracakmış. Böyle bir anı başımdan geçti.
14)Konuşmaya ihtiyaç duyduğunuz zaman sizi dinlemeye birilerini bulabiliyor musunuz?
Kız çocuklarım, torunlarım beni dinlerler.
15)Bize nasihat olarak neler anlatabilirsiniz?
Okuyun çocuğum ayaklarınızın üstünde durun, başkalarının elini gözler olmayın. Büyüklerinize saygılı, küçüklerinize yardımcı olun. Herkesle iyi geçinin.
16)Büyük gözüyle çocukluğu nasıl tanımlarsınız?
Çocukluk yaşamın meyvesidir. Ama ben çocukluk nedir bilmem. Ben çok eziyetlerle büyüdüm. Evimize yardımcı olurduk, bize ne iş verirlerse onu yapardık, ineklerle, atlarla ben ilgilenirdim. Yani çocukluğum çok zor geçti.
17)Öz geçmişinizi anlatır mısınız?
85 yaşındayım, Ordu’nun Meşinli köyünde doğdum. 7 kardeşiz, hiç okula gitmedim. 16 yaşında evlendim. 6 çocuğum, 15 torunum var.