İlginç bir hafta oldu benim için. Haftanın başında çağımızın belası COVİD pozitif olduğumu öğrendim. Sonrasında Ankaragücü Onursal başkanı Türk futbolu için değerli bir şahsiyet Cemal Aydın‘ın vefatını öğrendik. Sonrasında ise Ankaragücü tribünlerinden bir emekçinin vefat haberi geldi.
Öncelikle Türk futbol camiasının ve Ankaragücü camiasının başı sağ olsun.
Haftalardır Samsunspor’umuzun oynadığı futbolda pozitif bir artış var. Bu maçta kaybetsek de üzülmeyeceğim bir futbol gördüm sahada. Yıllardır seyirci olarak sahada görmek istediğimiz her şeyi neredeyse gördük.
Bağıra çağıra bu takımın stopere ihtiyacı var derken, mecburiyetten alt yapıdan almış olduğumuz Yunus Emre forma benim dedi artık. Diğer mecburiyetten oynayan Osman Çelik ise ne görev verilirse yaparım dedi ve yaptı.
Rakip takımın göbeği de Samsunlulara emanetti. Telekomspor alt yapılı Yusuf ve Samsunspor alt yapılı Erdi.
Futbolun hatalar oyunu olduğunu defalarca söyledik. Lakin hataya zorlayan olmayınca da hata olmayabiliyor. Bugün Berk Taşkın’ın attığı gole çok sevindim, çünkü bir inancın resmiydi o gol.
Yasin’in attığı gole de şapka çıkartırken, tüm takımın oyun katkısı, isteği, mücadelesi alkışlanacak seviyedeydi.
Seyircimizin bir nebze olsun stadyumdaki sayısının artmış olmasının oyuna etkisini de kabul etmek lazım.
Biz Samsunspor seyircisi olarak bir ateşleyici gücüz. Bazen takıma negatif etki de edebilmekteyiz, lakin havamızı yakaladığımızda da kasırgayı yaşatabiliriz rakibimize.
Bu hafta hasta yatağımız da (covidden kaynaklı) nefesim ağzımda soluk soluğa bir maç izledim. Ne süper lig ne de şampiyonlar liginde ki hiçbir maç cezbetmezdi beni ve heyecanlandırmazdı bile…
Lideri evine puansız göndermek sonraki göreceğimiz güzel günlerin bir habercisi olarak kabul edilir ve
hep bir ağızdan şarkılar söylenmeye başlar Şehr-i Samsun’umda.
Bu sezona damga vuralım.
Süper lige koşalım.
Çiftlik caddesin de meşaleler yakalım.
Kutlamalar yapalım...