Bu hafta da puan dağıtma huyumuza devam ettik.
Bir puan iyidir edebiyatı yapmayın lütfen, hedefleri olan bir takımsak şayet puan kaybeden taraf oluruz, son anda puan kurtaran değil.
Aslında yazımı üç cümle ile kapatacaktım.
Buraya kadarmış.
Ama son anda Melih ve Ensar ın gayreti ile bir puanı zor da olsa cebe alınca yazının kaderi değişiverdi.
Öyle bir gol yedik ki antrenman da sürekli çalışılan yan top organizasyonunun canlı görseli şeklinde.
Yemin olsun ki gol nasıl atılır dersi verilir niteliğinde.
Ha hemen ardından atmış olduğumuz gol ise yediğimiz e Nadire edercesine sen öyle atarsan ben böyle atarımın futbolcası.
Gelelim iki golün içinde de yaşanılan defansif hatalar ile yüzleşmeye.
Attığımız golde nasıl rakip hatalı ise yendiğimizde de bu kadar basit hatalar ile gol yenilmez.
Hele yediğimiz ikinci gol, aman Allah’ım hava topu kabusumuz sürmeye devam ediyor.
Haftalardır nazarlık oynayan Yunus bu hafta tel tel dökülünce, haftalardır ofansif var defansif olmayan Soner aynı çizgide olunca.
Hocamız maşallah olacak olacak edebiyatına da devam edince, play of treni de yavaştan kaldırdı kafayı.
Hoca elindeki kadronun yetersiz tavrı ile hırslı bir futbol oynatırken, devre arası takıma yaptığı takviye ile nasıl bu kadar oyunu düşürebilir anlayabilmiş değilim.
Kazanmaya kafasına koymuş bir takımı sahada gören birileri vardı da ben göremediysem şayet, ya da cidden bizde sıkıntı var. Ya da takımımızda…
Her ne şart da olursa olsun, bu takımın oynadığı her maçı izleyecek biri olarak oyunumuzu ve tarzımızı tavrımızı beğenmedim.
Gün geçtikçe düzelecek inşallah diye beklerken, kötü grafik sergilenmesi de kafamızda soru işaretleri oluşturuyor.
Takımın son iki haftalık performansı hocaya yazar.
Takım da Cenk İşler faktörünü artık görmek istiyorum, bir sorun var gibi duruyor.
Genel kaptan iş sana düşüyor…