Daha iki gün önceki yazımda anlatmaya çalışmıştım, dünyada 2008 yılından bu yana yaşanan küresel ekonomik krizi…
Tam 15 yıldır 'küresel kapitalizm' dünyayı kasıp kavururken, başka krizler de araya girince evdeki hesaplar çarşıya hiçbir şekilde uymadı demiştim.
Neydi o araya giren meseleler. Brexit krizi, korona virüs salgını, son olarak da Rusya-Ukrayna Savaşı.
Görüldü ki daha çekilecek çilemiz varmış. Bütün bu nedenlerle küresel sistem bir türlü tam olarak toparlanamayan küresel sistem, şimdi de Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısıyla başlayan, ardından İsrail’in dün itibariyle adeta 'intikam katliamı'na dönüşen Gazze'ye yönelik abluka ve bombalamalarıyla daha da korkunç bir hal almış durumda.
Bu yazının yazıldığı dakikalarda İsrail tarafından ablukaya alınan ve 2.5 milyona yakın Filistinlinin yaşadığı Gazze, gündüz gözüyle ağır bir bombardımana tutulmuştu.
Bütün bunlar olurken dünyada dolar değer kazanıyor, değer kaybeden altın yeniden yükselişe geçti. Borsa da düşüşte. Piyasalardaki ilk etkiler böyle.
Daha büyük bir krize sürüklenir mi kapitalizm derseniz; eskiden olsa kıyamet kopar piyasalar alt üst olurdu. Şimdilerde artık etkileri birkaç gün bilemediniz birkaç hafta sürüyor sonra piyasalar eski haline dönüyor.
Bakın Rusya-Ukrayna Savaşı'na…
Hala devam ediyor ama piyasalarda kıpırdama var mı? Bu yeni durumda da aynısı olacak.
İnsanlar ölüyor, aç kalıyor, aileler dağılıyor kimse aldırmıyor. Varsa yoksa borsa, dolar, petrol. İnsanlar savaşı önlemeye değil, piyasaların dalgalanmasını önlemeye uğraşıyor.
Kapitalistlerin ise umurunda değil. Para için hükümetler düşür. Madenlere, petrole sahip olabilmek için böl-parçala-yönet stratejisi güt. BOP projeleriyle, Ortadoğu'yu kan gölüne çevir. Bunlar yetmiyormuş gibi piyasaları istediğin gibi aşağı çekip, manipüle et. Çalışıp zar zor kazananların üç kuruşuna göz dik…
Adam Smith ve Friedmann'ın isimlerinin sadece mezar taşlarında kalacağı bir geleceği düşlüyorum.