Hiç eğip bükmeyeceğim. Kendi ailemde de çevremde de bankalara borçlu olanların sayısı bir hayli fazla. Benim dahi hem tüketici kredisi hem de konut kredisi borcum var mesela.
Kredi kartı kullanmadığım için, kredi kartı borcum yok ama olanları çok iyi anlıyorum. Çünkü geçmişte bu kredi kartı borcundan çok çekmişliğim var. Borcun tamamını ödeyemediğim için asgari limitle idare ettiğim, bu da yetmiyormuş gibi faiz üstüne faiz ödemek zorunda kaldığım günleri iyi hatırlıyorum.
Yani bu bankalar hele bir borcunuz olsun; ekinizden, sütünüzden, yününüzden yararlanmasını çok iyi bilirler.
Ve şimdi Türkiye'de emeklisinden, memuruna, ticaret erbabından, işadamına kadar milyonlarca insan bankalara borçlu durumda.
Tam sayıyı vereyim size: tam tamına 40 milyon kişi.
Yani; Türkiye’nin yarısı...
40 milyon içinde kredi kartı borcu bulunan vatandaşların sayısı 2 milyon 636 bin kişi artarak 36 milyon 825’e çıkarken, kredili mevduat borcu bulunanların sayısı da 1 milyon 297 bin artarak 28 milyon 865 bine yükselmiş durumda.
Vatandaşların yılın başından bu yana 245 milyar lira daha arttığı belirtilen toplam bireysel kredi ve kredi kartı borcu ise 2 trilyon 973 milyar lira oldu.
Şimdi gelelim batık kredilere. Yani bankaların, icra takibine aldığı alacaklara.
Yılbaşından bu yana bu rakam ise 54.6 milyar lirayı bulmuş durumda.
Batık tüketici kredilerinde yılbaşından bu yana 9.3 milyar liralık artışın olduğu belirlendi. Varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde ise 41 milyar liralık batık tüketici kredisi alacağı bulunduğu belirtiliyor.
Yani vatandaş tüketici ve kredi kartlarında yüzde 5'lere kadar çıkarılan yüksek faizlere rağmen, nakit para bulamayınca, evi ve işyerini döndüremeyince kredilere sarılmış adeta.
Bakın emeklilerin haline. Dün hükümete yakınlığıyla bilinen bir gazetede, sanki matah bir durummuş gibi "emekliler banka promosyonlarına hücum etti" diye haber yapmışlar.
Nasıl koşmasınlar. Siz 10 bin lira ile yüzde 70'lere dayanan enflasyon ortamında ev geçindirmenin ne anlama geldiğini nereden bileceksiniz. 'Üç kuruş üç kuruştur' deyip tabii ki promosyon için başvuruda bulunacaklar.
Durum böyle olunca başvuruların daha ilk gününde rekor kırıldı. Ziraat Bankası'na 446 bin kişi, Vakıfbank ve Halkbank'a da toplam başvuru sayısı 100 bini bulmuş.
Vatandaş bankalara borç üstüne borç yaparken, devlet de açıklarını kapatmak için para aramayı sürdürüyor. Bütçenin rekor açık verecek olması nedeniyle son günlerde sık sık, servet vergisi uygulanması yolunda öneriler gündeme gelmeye başladı.
Türkiye'de servet vergisi 1942 yılında esas olarak azınlıklara yönelik Varlık vergisi adıyla getirilmişti. Başka da örneği yoktur.
Hiç kimse yalandan yere bu tür önerilerle gelmesin.
Çünkü servetin çok küçük bir azınlığın elinde toplandığı bu ülkede, hiçbir iktidar böyle bir vergi getirmeyi göze alamaz! "Alır" diyorsanız, hayal aleminde yaşıyorsunuz derim!