Biz bu kardeşimize yetkiyi verdik, ondan sonra faizle, şunla bunla nasıl uğraşıl(ama)dığını çok net bir şekilde, yaşayarak gördük.
Bakın sadece 5 ekonomik veri üzerinden bile 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu ve sonrasında başımıza neyin geldiğini anlayabilirsiniz.
Dolar kuru mesela; 2017 yılında 3,68 liraydı. Şimdi ise 32,50 TL. Euro'da da durum farklı değil. 2017'de 3,91 TL'ydi, 2024'de 34,50 TL.
Bizi asıl yıkan ise enflasyon oldu. 2017'de enflasyon yüzde 8,7'ydi. Şimdi ise yüzde 68,5. Üstelik daha da yükselmesi bekleniyor.
İşsizlik 'enflasyonla büyüme' tercih edildiği için bir miktar geriledi. 2017'de yüzde 10,5'tu. 2024'te ise yüzde 9,10.
Ve faizle nasıl uğraşıldığını, pardon uğraşılamadığını gösteren tek gerçek veri. Faizler 2017'de yüzde 7,25'ti.
Şimdi mi? Yüzde 50.
'Faiz sebep enflasyon sonuç' denilerek patlatılan döviz kuru ve enflasyon sadece sabit gelirlileri, ücretlileri, emekçileri, fakir fukarayı vurmadı üstelik. Devletin en önemli bankası da rekor bir zarar içinde:
Resmi gazeteye göre, 2023 yılında Merkez Bankası 818 milyar TL zarar açıkladı. Bu zararın nedeni ne? Ekonominin kötü yönetilmesi tabii ki.
Merkezi yönetim bütçesi borcu da farklı değil. 2018’den 2024’e 1 trilyon TL’den 7.2 trilyon TL’ye çıktı. Bu yıl ödeyeceğimiz faiz 1.2 trilyon TL.
Bütçe sadece mart ayında bile 209 milyar TL açık verdi. Böylece bu yılın ilk üç ayında yani ilk çeyrekteki açık, 513,5 milyar TL'yi buldu.
Niye böyle oldu; Hiç eğip bükmeye gerek yok. Yetkiyi verdik, günümüzü gördük; 23 Eylül 2021’de başlatılan faiz indirimleri ekonomiyi hallaç pamuğu gibi dağıttı. Ve hala da toparlayamıyoruz.
Şimdi mi?
Bütün umutlar, Orta Vadeli Program'da. Yok bu yılın ikinci yarısında düzelecek, yok 2025'te düzelecek, yok 2026'da düzelecek diye avunup duruyoruz.
Sizi bilmem ama bu durum bana Nasreddin Hoca'nın 'çalı' hikayesini hatırlattı. Buyurun siz de okuyun:
Nasreddin Hoca, parasını geri istemek için defalarca kapısını çalan alacaklısına kapıyı açmış.
- Yakında... Yakında paranı ödeyeceğim, demiş.
- Ne zaman?
- Dinle bak... Bizim duvar kenarına yol boyunca çalı tohumu ektim.
- Eee?
- Bu tohumlar ilkbaharda yeşerecek ve çok çalımız olacak...
- Peki anladım, ya sonra?
- Bu caddeden çok koyun sürüsü geçer. Geçerken, geçen koyunların yünleri çalılara takılacak. Ben de yünleri toplayacağım. Bizim hanım bunları eğirip ip yapacak. Sonra gerisi kolay! Ben de pazara götürüp satacağım ve paranı geri ödeyeceğim.
Adam bu saçma plan üzerine kahkahayı basar. O zaman Hoca, der ki;
- Parayı peşin görünce nasıl da gülersin değil mi, seni köftehor seniii.!
Durum işte bu kadar kara mizah!
Peki Nas vs de inat etmeyen , damadını değil de aklı selim ve duayen iktisatçıları ekonomi ve merkezin başına getiren bir tek adam olsaydı sizce durum nasıl olurdu. ?