Tarihler 7 Ağustos 2003'ü gösteriyordu.
ABD'nin o dönemki Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısı, ABD'nin önümüzdeki yıllarda Ortadoğu'ya ilişkin 'böl-parçala-yönet' politikasını gözler önüne serdi.
Büyük Ortadoğu Projesi'ni. Yani BOP'u...
Rice bu yazısında; Fas’tan Basra Körfezi'ne kadar tüm Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejimlerinin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini vurguluyordu.
Bu devletler hangileriydi?
Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, Lübnan, Filistin, Ürdün, Suriye, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Yemen, İran, Pakistan, Afganistan ve TÜRKİYE…
Bu ülkelerin hepsi de ABD’nin “stratejik enerji kaynaklarının ve ulaştırma hatlarının denetim altında tutulmasına yönelik”, ulusal çıkarları ile örtüşen ülkeler…
Birçoğunuz 'Arap Baharı' olarak parlatılan Büyük Ortadoğu Projesi'nin Tunus, Mısır, Libya, Yemen gibi birçok devlette yönetim kademelerinde köklü değişiklikler yapılması neden olan o süreci eminim çok iyi hatırlıyorsunuz.
Libya lideri Kaddafi linç edilerek öldürüldüğünü, Libya'nın fiilen bölündüğünü, Suriye’deki iç savaşı ve milyonlarca Suriyelinin ülkelerinden kaçışını ve bu ülkede yakılan bölünme ve parçalanma ateşinin de halen devam ettiğini zaten biliyorsunuz. Irak'ın işgalini ve Saddam'ın idamını ve sonrasında paramparça edilen bölünmenin ülkeyi bugün getirdiği durumu, Afganistan'ı Taliban'a teslim eden bütün süreçleri eminim takip etmişsinizdir.
Ya Türkiye... Ergenekon operasyonları ile bu ülkenin Atatürkçü, vatansever subaylarının cezaevlerine dolduruluşunu, patlayan bombaları, CİA mehdisi Fethullah Gülen ve ekibinin Türkiye'yi işgalin eşiğine getirdiği 15 Temmuz 2016 darbe girişimine kadar yaşanan tüm olaylar, neden yaşandı sanıyorsunuz. Büyük Ortadoğu Projesi'nin Türkiye'de de hayata geçirip, bölüp parçalamak için…
İşte bu uygulamaların başlangıcı Türkiye Cumhuriyeti'nin simgesi olan 'T.C.' ibaresinin devlet kurumlarındaki tabelalardan kaldırılmasıyla başladı.
Önce Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan Toplum sağlığı merkezlerinin, sonra bazı valiliklerin, bir devlet bankası olan Ziraat Bankası'nın, son olarak da belediyelerin tabelalarındaki T.C. ibareleri birer birer kaldırıldı.
Ve yıllardır da bu tabelalardaki 'T.C.' damgası bir türlü yerine konmadı. Ta ki 31 Mart 2024 yerel seçimlerine kadar.
CHP'nin yüzde 37 ile 1977 seçimlerinden bu yana en yüksek oyu alarak 1. parti çıktığı bu seçimlerde göreve seçilen belediye başkanları tabelalarındaki T.C. ibarelerini, yerlerine koymaya başladılar.
Ankara’da AKP’nin kaleleri olan Keçiören ve Mamak belediyeleri örneğin. Her iki ilçede de başkanlar tabelalara yeniden T.C. ibaresini ekletti. 10 yıl aradan sonra AK Parti’den CHP’ye geçen Giresun’un Espiye ilçesi mesela. Belediye binasına “T.C. Espiye Belediyesi” yazılı, Türk Bayrağı ve Atatürk’ün portresinin bulunduğu yeni tabela asıldı.
Görele Belediyesi, Soma Belediyesi, Kırıkkale Belediyesi, Büyük Birlik Partisi'nin AK Parti’den devraldığı Sivas Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın 31 Mart'taki rakibi Turgut Altınok döneminde tabeladan çıkarılan Keçören Belediyesi'nde de T.C. ibaresi geri geldi.
Samsun'da ise Atakum Belediyesi'nin yanı sıra T.C. tabelasının geri geldiği diğer bir belediye ise Yakakent Belediyesi oldu. Yakakent Belediye Başkanı Şerafattin Aydoğdu'nun, göreve başlar başlamaz ilk icraatı kendisinden önceki dönemde hizmet binasından kaldırılan 'T.C.' tabelasını yeniden astırmak oldu.
CHP'lisi, İYİ Partilisi, Yeniden Refah Partili ya da BBP'li bütün belediyelerde 'T.C.' ibaresi yeniden bulunmaları gereken yerde, yerlerini alıyorlar.
Emeği geçen herkese teşekkürler.
Anlamanız için söylüyorum. T.C. ibarelerinin tabelalarda yerlerine konmalarının simgesel olarak benim için anlamı çok önemli.
Çünkü 'BOP'a teslimiyetten kurtuluyor ülkemiz.
Emeği geçen herkese ve sandıkta gereğini yapan aziz milletimize teşekkür ediyorum.
Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti!