Yerel seçim haftasına girildi. 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere 6 gün gibi kısa bir zaman kaldı. Belediye başkan adaylarının, meclis üyelerinin, muhtar adayları ve partiler son propaganda günlerini yaşıyor. Herkes eteğindeki taşı dökmek için birbiriyle yarışıyor.
2024 yerel seçimlerinde ekonomik darboğaz, halkın fakirleşmesiyle emekliler, dar gelirliler, öğrenciler gibi krizden yoğun olarak etkilenen sosyal sınıflara bol bol vaatler veriliyor.
Belediye seçimlerini kazanmanın siyasi partiler açısından gövde gösterisi, gücünü tescilleme ve vatandaşla daha yakın ilişki kurma açısından bir önemi olduğu kadar belediyelerin devasa bütçelere düşünüldüğünde çok daha fazla bir anlamı var aslında…
Yani 31 Mart'ta seçilecek olan belediye başkanları çoğu kanunla kurulmuş toplu taşıma, su ve kanalizasyon idareleri için ayrılan bütçelerin de yönetimini yapacaklar.
Sadece bu da değil. Belediye şirketleri de var üstelik. Gerçi belediye şirketlerinin toplu bir bilançosu ya da bütçesi yok ama bunlar da artık belediyeler kadar önemli.
Sadece bunlara bakıldığında dahi ne derece büyük bir ekonomik kaynağı yönetecek bir belediye başkanını seçeceğimizi anlıyoruz.
Örneğin sadece İstanbul Büyükşehir'e bakalım; konsolide 2024 bütçe gider tahmini 516 milyar, Ankara’nın 92 milyar TL. Bunlara iştirakler yani belediye şirketleri dahil. Türkiye’nin 2023 sonunda bütçe gideri 6,6 trilyon. 2024 tahmini ise 11,9 trilyon TL. Öyle veya böyle Türkiye bütçesinden harcanan her 10 TL’nin 1 TL’si kadarını belediyeler harcıyor.
Evet, artık son haftaya girdik. Vaatler, projeler havada uçuşuyor. Emekliye, öğrenciye, fakir fukaraya sözler üzerine sözler veriliyor. Bakanlar, milletvekilleri bile sokak sokak, mahalle mahalle geziyorlar.
Sanki ölümüne bir yarış var. Ve yarışın bitmesine çok az bir zaman kaldı!
***
EMEKLİYE YAŞA GÖRE MAAŞ!
Emekliler mevcut ekonomik koşullarda inim inim inlerken, Çalışma Bakanlığı'nda hummalı bir çalışma var. Bu çalışmanın adı da 'Yaşa göre maaş' sistemi. Evet, hükümet, İş Kanunu'nda yapılacak değişiklikler için bir süredir çalışma yapıyor.
Yeni çalışmada taban aylıkta, emeklilik yaşının esas alınması planlanıyor. Ayrıca 10 bin lira altı maaş alan emeklilerin kök aylıklarının da düzenlenmesi için çalışmalar yapılıyor.
Eğer sendikalarla 'uzlaşıya varılırsa', çalışma hayatı tekrar kurgulanacak. Bu kapsamda emeklilere, sigorta primi ve sigorta gün sayısından bağımsız olarak emekli olunan yaşa göre standart taban aylık bağlanması düşünülüyor.
Örneğin 59 yaşında emekli olan bir vatandaş en düşük 17 bin lira emekli maaşı alacak. Bu rakam sigortalı çalışma süresi ve prim ödemesi gibi etkenlerle daha da artabilecek.
Bu çalışma ne zaman biter nasıl olur önümüzdeki günlerde göreceğiz. Şu anda bildiğimiz tek gerçek, en düşük emekli aylığı olan 10 bin lira ile yüzde 70'lere dayanan enflasyon karşısında adeta Don Kişot gibi yeld eğirmenlerine karşı büyük bir mücadele verildiği. Bu savaşta emeklinin hayatta kalmayı başarması ise adeta bir mucize Türkiye'de mucize denilince de artık akıllara emekliler geliyor!