Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Birilerinin bu işi başlatması lazımdı. Şu anda biz de bunun çalışmasını yapıyoruz. Kenevir üretimine başlıyoruz' dediğinde tarih 9 Ocak 2019'du.
Erdoğan'ın bu sözlerinin ardından bütün gözler Samsun'a çevrildi. Çünkü yıllardır bu bitkinin üretiminin en fazla yapıldığı tek il; Samsun'du.
Ancak bir sorun vardı. Kenevir narkotik özelliği nedeniyle 'sabıkalı' bir bitkiydi, bu nedenle içerisindeki THC miktarının azaltılması gerekiyordu.
Neyse ki daha kenevir mucizesini bilen, daha kimse sesini çıkarmazken, uzun süredir üzerinde çalışan bir bilim insanı da Samsun'da bir proje yürütüyordu; OMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Aytaç'tı.
Kenevir üretimi gündeme gelince Selim Aytaç'ın bu projesi de büyük ilgi gördü. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (KTAE) ve Tarım Bakanlığı da destek verince, 'Esrarsız Kenevir Üretimi Projesi'nde, ilk tohumların toprakla buluşması çok zaman almadı.
Vezirköprü'nün Narlısaray Mahallesi'ndeki '4 çiftçi'nin 460 dekar alanda ektiği tohumlar, eylül ayında hasat edildiğinde, sonuçlar sevindiriciydi.
Kenevirdeki 'esrar' oranı yani THC binde 3'lere kadar düşürülmüştü.
Bu aşamadan sonra üretimin daha da arttırılması için Amasya da projeye dahil oldu. KTAE ile birlikte üretim burada da yaygınlaştırıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yerel seçimler için Samsun'a geldiğinde, Samsun'daki bir mitinginde “Samsun, endüstriyel kenevirde üretim merkezi olacak” deyince, herkes bir kez daha heyecanlandı.
Kenevir üretiminin Vezirköprü'de daha da artacağı beklentisiyle, bu ilçeye Tarım Organize Sanayi Bölgesi Kurulması gündeme geldi.
Amaç; kenevir hammaddesini kağıda, ilaca, ipe, halata, çantaya, ayakkabıya, şapkaya, gömleğe, pantolona, kenevir plastiğine dönüştürecek sanayicilere yer verebilmekti.
Bu umutlarla 2020'ye gelindi Toplantı üstüne toplantı yapıldı. Kenevir üretimi yapılan alan 2 bin 400 dekara kadar çıktı. Hatta Türkiye genelinde kenevir dikimi izni verilen il sayısı 21'e çıkarıldı.
Aynı yıl; Samsun'da üretilen esrarsız kenevir tohumları; 'Vezir' ve 'Narlı'nın da tescilleri yapıldı.
2021'e gelindiğinde ise rüzgar bir anda yön değiştirdi. Samsun’da bu yıl, kenevir ekilen arazi 200 dekara kadar düştü.
Ekilen alanlardaki düşüş, yüzde 90'a ulaştı. Türkiye çapında ise 3’te 1 oranında azalma yaşandı.
Neden? Ne oldu da her şey bir anda tersine döndü?
Ben söyleyeyim;
Çünkü üreticilere verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı, beklenen ekonomik destekler bir türlü verilmedi. Bu yüzden de çiftçi, üretimi artırmadı. Hammadde miktarı yetersiz kaldı.
Çünkü sanayicinin yer talepleri karşılamadı. Organize sanayi bölgesinin kurulması geciktikçe gecikti.
Çünkü mevcuttaki bir iki sanayici, alım yapmak yerine stoklarla idare etmeye yöneldi. Üreticiye bırakın kar etmeyi, düşük fiyatlarla alım teklif edildi. Hatta söz verilen hammade bile alınmadı, çiftçinin ürettiği ürün elinde kaldı.
Çünkü kenevirin olmazsa olmazı olan su problemi bir türlü çözülmedi. Bu da ekim alanını olumsuz etkiledi.
Çünkü başlangıçta o çok konuşulan fabrikalar, atölyeler, tesisler bir türlü kurulamadı.
Ve sonuç olarak, büyük umutlarla girişilen bir proje daha, görünen o ki fiyaskoyla sonuçlandı.
Samsun endüstriyel sanayi atağında bir treni göz göre göre kaçırıyor. Yine herkes sadece seyrediyor.
Bu beceriksizlik, bu yeteneksizlik bakalım daha ne kadar gidecek?