Günde 38 ton külü doğaya salan,
630 ton ağaç yakan,
Bin 500 ton yeraltı suyu tüketen,
380 ton atık suyu, Çarşamba Ovası'nı sulayan Abdal Irmağı'na, oradan da Karadeniz'e bırakan bir santral düşünün...
Şimdi bu tesisi gelin Türkiye'nin en verimli ovalarının başına gelen Çarşamba Ovası'nın ortasına kurun.
Olacak iş mi?
Ama oldu.
Olduruldu...
Adı biyokütle enerji santrali…
Açılan onca davaya, kapısının mühürlenmesine, yapılan onca eyleme rağmen üstelik.
Bunlar da yetmedi, atık su tahliyesi yapılmayacağı beyan edilmesine rağmen, çalışmaya başladığı ilk günden itibaren atık su ırmağa boşaltılmasına rağmen.
Her gün ortalama bin 500 metreküp su yeraltından çekiliyor.
Çiftçilerin sulama için kullandığı sondaj suyunu kütetiyor ama değişen bir şey yok.
Santral yine çalışıyor.
Daha geçen gün bir gazetede yer aldı; saha çalışanı olarak görev yapan 23 yaşındaki Y.Ö., santraldeki basınçlı kum kapağının patlaması sonucu dizinden ve gözlerinden yaralandı.
Halbuki 1.5 aydır ‘kum kapağında sorun var. Bunu çözmemiz lazım’ dediği halde...
Kimse oralı olmamış.
2 ay önce de başka bir çalışan, kimyasala maruz kalınca, göz kapaklarının içi yanmış.
Kim bu işçiler?
Yine o yörenin insanı.
Kendi personelinin işçisinin iş güvenliğini düşünmeyenler, yöre halkını, seni beni mi düşünecek?
Halbuki o santralin Çarşamba Ovası'nın kalbinde hiç olmaması gerekiyor.
Hadi oldu diyelim, devam eden dava süreçleri aşamasında bacasının tütmemesi gerekmiyor mu?
Samsun Valiliği'nin 19 Temmuz 2019 tarihinde verdiği “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı davalar açılmış ve 2. Bilirkişi Raporu'nun çıkması an meselesiyken üstelik.
Şimdi tüm yöre halkının gözü bu kararda.
Bakalım daha ne kadar, yöre halkının sağlığını hiçe sayıp, hukukun arkasından dolanarak, gemilerini yürütecekler.
Görüşlerine değer verdiğim önemli bir kişi, “Ne olursa olsun, zenginin işi yürür” demişti.
Bakalım zenginin işi mi yürüyecek, yoksa o yörenin gerçek sahiplerinin hakkı mı teslim edilecek
Ben de merak ediyorum;
Az kaldı, biraz daha sabredelim bakalım!
MUSTAFA VARANK AÇIKLAYACAK
Tekkeköy Gelemen'deki tersane bölgesinin sanayi alanına dönüştürülmesiyle ilgili çalışmalarda sona gelindiğini ilk kez bu köşeden geçtiğimiz haftalarda duyurmuştum.
Ankara'da yapılan toplantının ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, müjdeyi bizzat kendisi vermek üzere 16 Temmuz'da Samsun'a gelecekmiş.
Sıkı sıkı da tembih etmiş üstelik, kimseye söylemeyin ben duyuracağım diye.
TİGEM'e ait arazinin de devredilmesiyle birlikte bu bölge artık sanayi bölgesi olarak bu tarihte resmen Bakan Varank tarafından tüm yatırımcılara ilan edilecek.
Karadeniz'in dibi. Şu anda sadece bir yatırımcının faaliyet gösterdiği bomboş durumdaki toplamda 7 bin dönümlük bir arazi. Üstelik limanı da var.
Yatırımcı daha ne istesin?
Umarım Samsun'un işsizlik sorununa çare olur...