"Şu an doktorları beğenmiyoruz, hatta dövüyoruz. Ve bunu rahatlık görüyoruz."
Bu sözleri söyleyen kadının videosunu bir kere değil enaz 10 kere izledim.
Yüzüne, gözlerine, mimiklerine defalarca baktım..
Bu kini, bu nefreti onca yıl nasıl biriktirmiş, kalbinin hangi tarafında besleyip büyütmüş diye düşünüp durdum.
Sonra 'mutsuzlar ülkesi'nde asgari ücretle çalışıp geçindirmek zorunda olduklarını tabiri caizse süründüren, evde birkaç kişi çalışmazsa açlık sınırının altında yaşayan adamların nasıl olup da şu ekonomik düzenden memnun olduğuna, nasıl olup da sisteme eleştiri getiren insanlara tepki verdiklerini düşündüm..
Hani izleyince hep şaşırıyoruz ya, 'niye böyleler' diye..
'Doktor dövme rahatlığına' ulaşan ablamızı da dinledikten sonra sonunda buldum galiba...
Parası yok, ama kargacık burgacık ifadeleriyle istediğini linç etme gücü mü verdi bu sistem ona acaba?
Sosyal statü olarak, entelektüel birikim olarak piramidin tepesindeki insanları bir mesajla ihbar etme gücü mü verdi yoksa?
Köprüye koşmayan, tünele coşmayan insanları 'vatan haini', 'terörist' ilan edebilme yetkisi, kabadayılık taslama, salyaları akarken polisle tehdit etme cüreti mi verdi kimbilir?
Kendisinden fazla okuyanı, fazla düşüneni, fazla anlayanı, yani karşısındaki her türlü fazlayı rahat rahat korkutma gücü mü verdi ki; doktor dövme rahatlığına ulaştığını söylüyor.
Ki bütün bunlar acziyetlerinin farkında adamlara iyi gelen şeyler değil mi..
Doktor dövebilmeyi özgürlük sayan malesef bir ülke insanı...
Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaralım derken geldiğimiz seviyeye bakın..
-"Şu an doktorları beğenmiyoruz, hatta dövüyoruz. Ve bunu rahatlık görüyoruz"
Eğitimin cehalete acımasızca ezildiği, liyakate acımasızca sırt çevrildiği, "medenileşmeme"de ısrarın bu derece katılaştığı,kinin-nefretin ekran önünde bu derece keyif aracı olduğu çok az zaman gördüm ben.
Görmez olaydım!!!
***
2004 yılında bakanlık sanayi
alanı olarak tescilledi, 2015 yılında ise ‘Dini tesis ve rekreasyon’ alanına çevrildi.
Gülsan Sanayi Sitesi'nden bahsediyorum.
Sanayi esnafı mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldı almasına ama Büyükşehir Belediyesi biran önce Gülsan'ı Toybelen’de inşaatı devam eden sanayi sitesine taşımak için elinden geleni yapıyor.
Elbette bence de şehrin içinde kalan o alan temizlenmeli.
Tamam da el insaf!
Toybelen sanayi sitesinden 2 milyon liranın üzerinde fiyatlarla dükkan satmaya çalış ama Gülsan'daki dükkanları yok pahasına kamulaştırmak iste...
Kamulaştırma.. Bakın adı üzerinde; kamu yararı için yapılır.. Kamuyu oluşturan teker teker vatandaşın, esnafın malını üç beş kuruşa alıp cezalandırmak için değil ki!
Cezalandırmak diyorum daha ötesine sokak diliyle 'çökmek' deniliyor çünkü.
Bu dili sıklıkla duyulur hale getirirsek, toplum vicdanı bu kez bumerang gibi gelir sizin ayağınıza dolanır!