Türkiye'de plansız programsız birbiri ardına açılan hukuk fakültelerinin yılda ortalama üç bin mezun vermesi, hukuk diploması alanların avukat olmaları önünde herhangi bir engel bulunmaması, binlerce avukatı, yaşam ve hukuk mücadelesi içinde bıraktı.
Kendi bürolarını çeşitli sosyal ve kişisel nedenlerle açamayan genç avukatlar, ya bir başka avukatın yanında ücretli olarak çalışma yolunu seçtiler ya da büro masraflarından kurtulabilmek için tek bir mekanda ama bağımsız avukatlık yapmaya başladılar.
Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci'nin belediye başkanı seçilmeden önce kurduğu 30 yıllık hukuk bürosundaki iki avukat olayının temelinde yatan temel mesele de aslında bu.
Bu avukatlar, bu hukuk bürosunun avukat elemanı olarak baroya kayıtlı değiller. O büronun çalışanı falan da değiller.
Tek ortak paydaları, büro masraflarının paylaşılması.
Ve derken bir vaveyla kopartılıyor.
Atakum Belediyesi'nden borcunu tahsil edemeyen müvekkillerinin hakkını aramak için, belediyeyi icraya vermişler.
31 Mart seçimlerinin hemen ertesinde belediyeye icra üstüne icra gönderilirken,
Atakum Belediyes'nin ek hizmet binasında haciz için satış işlemi yapılırken,
Belediyeye ait hizmet araçları, sosyal tesislerdeki masa, sandalye, tencere, tabaklar, bardak, kaşık ve hatta çay kazanı bile,
Kilit Parke Tesisleri hatta Başkan Cemil Deveci’nin makam odası bile bir önceki dönemden kaldığı belirtilen 'astronomik borçlar' yüzünden HACZEDİLİRKEN,
'Lop lop etlere' binlerce liralık haksız fatura düzenlenirken,
Sağır ve dilsiz kesilenler, nedense 'ahlak ve dürüstlük' abidesi kesiliverdiler bir anda.
Neymiş, bu iki avukat, belediyeyi nasıl icraya verirmiş?
Niye?
Bağımsız avukat değiller mi?
Asıl sıkıntı, icra işlemini başlatmamaları olurdu. O zaman da 'Bu iki avukatın görevini yapmasını Cemil Deveci engelledi' demezler miydi?
31 Mart yerel seçimlerinde Samsun'un en büyük iki ilçesini kaybedenler; 'Biz nerede hata yaptık da böyle bir hezimete uğradık' diye kritik üstüne kritik yapmaları gerekirken, 'kayyum'lardan, 'avukatlar'dan medet umuyorlar.
Ben sizin yerinizde olsam, 'Atakum Belediyesi'ni nasıl geri alırız?' diye şimdiden çalışmaya başlar, mahalle mahalle, sokak sokak, kapı kapı dolaşmaya başlardım.
Çünkü 'siyasi hazımsızlığın' tek ilacı 'öküz altında buzağı aramak' değil, sandıktır.
Herkese not: 102 yıl önce bugün, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adımı Samsun’da atıldı. 19 Mayıs, bir milletin küllerinden dirilişidir.19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'mız Kutlu Olsun.