Yaklaşık 15 gün kadar önceydi; Türkiye'nin önemli ekonomistlerinden Prof. Dr. Özgür Demirtaş, sosyal medya hesabında, hükümetin ilaç firmalarına yaptığı ödemenin ilacın Avrupa Birliği'ndeki fiyatının en düşüğünden bile düşük olduğunu belirterek, "Bu sürdürülemez! Piyasada yakında birçok ilaç bulunamayacak" uyarısı yapmıştı.
Söylediği gibi de oldu. Birkaç gün sonra insanlar ihtiyaç duydukları ilaca ulaşamamaya başladı, piyasada eczanelerin 'ilaç stoku' yaptıkları iddiaları da ortaya atılmaya başlandı.
Önceki gün itibariyle Türk Eczacılar Birliği'nden önemli bir açıklama geldi; "Ciddi bir ilaç yokluğu içerisindeyiz ve bu tablo gün geçtikçe derinleşiyor. Bu krizin sorumlusu biz eczacılar değiliz. Eczacılarımız hastalarına ilaç veremiyorsa, hastalarımız ihtiyaçları olan ilaçlarına ulaşamıyorsa bunun sebebi hâlihazırdaki ilaç fiyatlandırma politikalarıdır" açıklamasında bulundu.
Piyasadaki ilaç yokluğuyla ilgili Samsun Eczacılar Odası Başkanı Onur Ferhat Karacan da, yaklaşık iki yıl önce yaptığı bir açıklamayı yineledi ve 'Samsun'da kimse stokçu değil. Yalandan yere töhmet altında kalmaktan bıktık. Her sene aynı zamanlarda bu olayı yaşıyoruz' diye yakınıyor.
Bilmeyenler için söyleyelim; Türkiye'de ilaç fiyatlandırmasında Avro kuru esas alınıyor. Yapılan anlaşmada Avro kuru 4.57 TL iken, güncel Avro kuru 11 TL civarında seyrediyor.
Bu durum da aradaki makasın giderek açılmasına, piyasada bulunamayan ilaç sayısının da günden güne artmasına neden oluyor.
Üstelik bu ilk kez yaşanmıyor ve şubat ayına kadar da bu kriz devam edecek gibi.
Çünkü Sağlık Bakanlığı ve ilaç firmaları, ilaç kurunda anlaşmak için şubat ayında masaya oturuyorlar.
Krizin çözümü ise; ilaç fiyat kararnamesinin değiştirilmesinden geçiyor.
Peki, İlaç Fiyat Kararnamesi neden önemli?
Eczacıların geliri, çok büyük oranda devlet tarafından belirlenen ilaç fiyatlarına ve karlılık oranlarına bağlı olarak seyrediyor.
İlaç Fiyat Kararnamesi doğrultusunda ilaç fiyatları arttıkça eczacıların kar oranları düşüyor, yani; ilaç fiyatları, diğer pek çok ürün gibi genel olarak artarken, eczacı karlılığı ise büyük ölçüde düşüyor.
İşte eczacılar bu kararnamenin, benim bildiğim en az 10 yıldır değiştirilmesini talep ediyorlar.
Aksi taktirde bugünlerde hissetmeye başladığımız ilaç krizi daha fazla derinleşecek, daha çok sayıda ilaç bulunamaz hale gelecek.
Şu pandemi koşullarında, böyle bir ilaç sıkıntısını kaldırabilecek lüksümüz var mı dersiniz?
***
Türkşeker’in resmi internet sitesinde yer alan bilgiye göre 3.93 liradan satılan kristal şeker fiyatı 4.91 oldu. Kristal şekerin KDV dahil fiyatı ise 5.30'a çıktı. Böylece şekere yüzde 25 zam yapılmış oldu.
Şeker, en temel gıda maddelerinin başında geliyor. Bir anda yüzde 25 zam. İnsan donup kalıyor olan bitene. 'Şeker şeker' fakirleşirken, hayat geçim derdindeki binlerce insan için daha da acı hale geliyor.
***
Şair-düşünür Sezai Karakoç'u kaybettik. Muhafazakar sağın en sağlam fikir babası, dürüst yaşamı ile örnek bir kişilikti. Kendisine Allah'tan rahmet dilerken, en beğendiğim dizeleriyle veda etmek istedim;
"Sakın kader deme,
kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsalar boş,
göklerden gelen bir karar vardır."
Sezai Karakoç