Birçoğunuz bu ismi belki de ilk kez duyacaksınız; Michal Kosinski.
Sosyal medyada saatler geçirdiğimiz bu çağda, Kosinski adındaki bu adam son yılların en dikkat çeken bilim insanlarından birisi.
Stanford Üniversitesi'nde hesaplamalı bir psikolog ve bir psikometri uzmanı olan bir profesör.
Bu profesör ne yapıyor biliyor musunuz? Bana da anlatılanı size aktarıyorum; hesaplamalı yöntemler, AI ve Büyük Veri kullanarak, insanları dijital bir ortamda inceliyor.
Kosinski 2008 yılında, Cambridge Üniversitesi Psikometri Merkezi'ne katıldı ve daha sonra meslektaşları ile birlikte genel çevrimiçi veriler, Facebook beğenileri ve akıllı telefon verilerini kullanarak bir profil oluşturma sistemi geliştirdi.
Sınırlı sayıda "beğeni" ile insanların arkadaşlarının veya akrabalarının yapabileceğinden daha iyi analiz edilebildiğini ve bireysel psikolojik hedeflemenin insanları etkilemek için güçlü bir araç olduğunu gösterdi.
Hepinizin anlayabileceği bir dille söylemek gerekirse, sadece Facebook ya da diğer paylaşım sitelerinde yaptığınız beğenileri analiz ederek, sizin kişiliğinizi anne ve babanızdan bile çok daha iyi bir şekilde tanımlayabiliyor.
İşte Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde gündeme getirdiği, 'Cambridge Analytica' şirketi Kosinski'nin akademik çalışmalarından geliştirilen bu sistemle çalışıyordu.
'Cambridge Analytica' skandalı, İngiliz veri analizi şirketin, Facebook kullanıcılarının kişisel verilerini toplayarak ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ın kampanyasına destek vermek için kullanmasıyla ortaya çıktı.
Skandalın patlak vermesiyle birlikte, Facebook'un veri güvenliği politikaları sorgulanır hale geldi. Cambridge Analytica'nın, Facebook kullanıcılarının kişisel verilerini toplama yöntemi ise oldukça kurnazca ve etik olmayan bir şekilde gerçekleştirilmişti.
Şirket, bir uygulama aracılığıyla kullanıcılardan izin alarak onların profil bilgilerine erişim sağlamıştı. Ancak bu izin, yalnızca uygulamayı kullanan kişinin verilerine erişim sağlamak için kullanılması gerekiyordu. Cambridge Analytica ise bu verileri, uygulamayı kullanan kişinin arkadaşlarının verilerine de erişmek için kullanmıştı.
Böylece, milyonlarca Facebook kullanıcısının kişisel verileri Cambridge Analytica tarafından toplanmış ve Trump'ın kampanyası için kullanılmıştı. Bu olayın ortaya çıkmasıyla birlikte, Facebook CEO'su Mark Zuckerberg de ABD Kongresi'nde ifade vermek zorunda kalmıştı.
Muhalefetin “Camridge Analytica’ uyarıları da siyasette “seçim sürecine siber müdahale” tartışmasını başlattı.
Kılıçdaroğlu, “dark web” olarak adlandırılan takibi güç sanal ağlar için “anlaşma” yapılmaya çalışıldığını iddia etti.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sağ kolu Hüsamettin Cindoruk, geçmişte seçim kampanyaları sırasında İsmet İnönü’nün, asker kaçağı olduğunu söylediklerini ve vatandaşların da inandıklarını anlatırdı.
Düşünebiliyor musunuz, İsmet İnönü hem paşa, hem Garp Cephesi komutanı, hem de asker kaçağı!
Seçime 10 gün kala, sahte video ve görüntüler ile CHP lideri aleyhine bir kampanya başlatılırsa anlayın ki, İnönü olayına benzer 'abesle iştigal furyası' yıllar sonra bu kez internette, sosyal medyada devreye girmiş.
Aman uyanık olun!