Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün lideri Ebu Hüseyin el-Kureyşi'nin MİT'in 29 Nisan'da Suriye’nin kuzeyinde düzenlediği operasyonda öldürüldüğünü duyurmasının ardından gözler, çok değil üç yıl öncesine kadar Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu'da ve Avrupa'da sayısız terör eylemi gerçekleştiren IŞİD'e çevrildi.
Her ne kadar IŞİD henüz liderlerinin ölümünü doğrulamasa da daha önce de selefi Ebu Hasan'ın ölümünün ardından yaptıkları "Tanrı'nın düşmanlarıyla" savaşırken öldürüldüğü' mesajını tekrarlayacakları kesin.
İlgilenenler bilir IŞİD, 2019 yılında Fırat nehri kıyısında, ABD destekli Peşmerge, Suriye Demokratik Güçleri ile Irak ile Suriye orduları tarafından mağlup edilmişti.
Şimdi Irak ve Suriye'deki iktidar boşluğundan faydalanan IŞİD geri mi döndüğü yönünde endişeler giderek artıyor.
Çünkü 2019'dan üç yıl sonra bile IŞİD, Irak ve Suriye'nin uzak bölgelerinde "gerilla harekâtı" yürütüyor.
Son aylarda artan IŞİD'in terör saldırıları da bu endişeyi giderek yükseltiyor. Örneğin IŞİD ocak ayı sonunda Irak ordusuna karşı en kanlı saldırılarının birini düzenlemiş, 11 Iraklı asker öldürülmüştü.
İşte böyle bir atmosferde Erdoğan'ın, IŞİD lideri el-Kureyşi'nin Suriye'de MİT'in operasyonu sonucu öldürüldüğünü açıklamasının anlamı büyük.
IŞİD'in bir zamanlar hüküm sürdüğü bölgelerden çekilmesi Irak, Suriye, İran ve ABD öncülüğündeki güçleri karşı karşıya getirmişti.
IŞİD'le mücadelede Türkiye'nin liderliğinde ve koordinasyonunda bir çalışma yapılması gerektiği ortada. Aksi taktirde bu bölgedeki iktidar boşluğu, IŞİD'in geri dönüşüne olanak sağlar.
IŞİD, 2019'daki mağlubiyetinden sonra 3 bini yabancı olmak üzere 14 bin ila 18 bin üyesinin olduğunu açıklamıştı.
Analistler IŞİD üyelerinin birçoğunun normal hayatlarına dönmüş olabileceğini ancak çağrıldıkları takdirde tekrar toparlanmaya hazır olduklarını belirtiyor.