Ekonomideki yüksek kur dalgalanmaları, yüksek enflasyon derken ekonomide yaşadığımız sıkıntının nedeni ile ilgili tartışmalar her gün sokakta, kahvede, siyasette, televizyonlarda yapılıyor.
Kimileri ekonominin bu duruma gelmesinden dış güçlerin sorumlu olduğunu, kimileri ekonomi yönetimine duyulan güvensizliğin bu sonucu doğurduğunu, kimileri de siyasete olan güvensizliğin etkili olduğunu savunuyorlar.
Meseleye 'dış güçler etkili oldu' tezinden bakmak istedim bugün. Buradan bakınca da aklıma gelen ilk soru, "Türkiye ekonomik olarak bağımsız bir ülke midir? Bağımsızlıktan ne anlıyoruz, ne yaparsak bağımsız bir ülke oluruz de dış güçler ekonomimizi bozamaz" oldu.
Öncelikle; ekonomik olarak 'bağımsız' bir ülke olmak pekala da mümkündür. 1960'lı yılların iki kutuplu dünyasında bile "bağlantısızlar bloğu" vardı. Günümüzde çok kutuplu dünyada, bu olanak çok daha fazladır.
Pandemi öncesi başlayan ve sonrasında artarak devam eden küresel ekonomik krizin yanı sıra kutupsal grileşme, ülke ekonomilerindeki eşitsiz gelişim, gelişmekte olan ülkeleri günümüzde öne çıkarmış durumda. Böyle bir ortamda bağımlılık bağımsızlık ilişki ve dengesi de daha dinamik ve değişken bir momentten geçiyor.
Ekonomik bağımsızlık aslında dünyadaki temel üretim ve siyasete yön vermede etkin ve öncü aktör olmak ya da her ülke ve her şeye hakim olmak farklı şeylerdir. Örneğin Benelüks ülkeleri, pek çok Avrupa Devleti, İran, sol yönetimli Latin Amerika ülkeleri, Çin, Kuzey Kore gibi çok sayıda bağımsız ülke vardır dünyada.
O yüzden Türkiye'nin bağımsızlık bağımlılık sorunu da; iki kutuplu dünyanın sonu, küresel ekonomik kriz, göreli ekonomik temellerinin güçlenmesi, NATO'nun anti-sovyet rolünün değişimi ve çok kutupluluğun griliği içinde dinamik bir süreç olarak somut olarak ele alınması gereken bir mesele.
Bağımsız olmak önemli bir değerdir ama Fransız lumpenliğine, Kuzey Kore robotlaşmasına, İran karanlığına, Latin salaşlığına, Rus mafyatikleşmesine, Çin sahteciliğine karşı bir panzehir değildir. Ya da bağımsız ülke nitelikli olur diye bir doğa yasası yok ne yazık ki. Bakın işte; en bağımsız ülke denilen ABD'nin hali. Bırakın dıştaki halini içerde nasıl bir cinnet toplumu olduğu ortada değil mi?
Ekonomik bağımsızlığın en temel ölçütleri;
Yeterli üretim, bilim ve teknoloji altyapısına sahip olma ve enerjiyi bağımlılık yaratmadan sağlayabilme olanağıdır.
İşte bu yeterliliklere sahip pek çok ülke bağımsız olabilmektedir.
Ülkelerin bağımsızlık oranlarını asıl belirleyen tam olarak; bilim ve teknoloji üretebilmeleridir
Şimdi tekrar dönüp aynı soruyu soralım; Türkiye ekonomik olarak bağımsız bir ülke midir?
Enflasyonun yükselmesine, buğday bile üretemez hale gelmemize ve paramızın günden güne hızla erimesine neden olanlar dış güçler midir?
****
Dün 25 Mart Kadına Şiddetle Mücadele Günü'ydü. Kadına yönelik şiddet, eziyet, baskı ve aşağılamanın yerleşik kültür haline geldiği bu toplumda, alt tarafı bir twitter etkinliği kapsamında kadınlarca yapılan hicivlere bile utanmadan, bağnazca, karşı yorum yapan yüzlerce erkeği görmek inanılmazdı. Oysaki o etkinliğin amacı, tam da bu zihindeki erkeklerin suratlarına ayna tutmak içindi. Kadınlar olarak 'size rağmen' yaşıyoruz!