Gazeteciler Süleyman Demirel'in etrafındalar. Bir gazeteci diğerlerinden erken davranarak soruyor: “Sayın Demirel ülkenin durumunu 'tek kelimeyle' ifade edecek olsanız ne dersiniz?”
Demirel'in yanıtı, "İyi" diyor.
Etraftaki uğultu yerini sessizliğe bırakıyor. Gazeteciler şaşkın çünkü ülkenin durumunu "iyi" ile ifade edilebilmek mümkün değil. Şaşkın sessizlik Demirel'in sakin sesiyle bozuluyor;
"Ama 'iki kelimeyle' ifade etmemi isterseniz: "İyi değil."
Ekonomi kötüye gittiğinde sıklıkla konuşulan bir anekdottur, Demirel'in bu sözleri…
Peki ya şimdi?
Türkiye'de ekonominin durumu gerçekten iyi mi?
Ülke, bu sorunun Demirel'e sorulduğu zamanla kıyaslanamayacak kadar sıkıntılı.
Neden mi?
Yoksulluğun geldiği boyutu artık TÜİK bile gizleyemiyor da ondan.
TÜİK'in son raporuna göre; Türkiye'de 12 milyon kişi yoksul. Halkın yüzde 32,6’sı yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında. Her üç kişiden biri hâlâ sıcak bir konutta yaşayamıyor.
Çünkü yoksulluk, her geçen gün toplumun daha geniş kesimini etkiliyor. İşsiz de çalışan da genç de yaşlı da yoksulluk çemberine dahil oluyor.
TÜİK'in aynı raporuna göre, okur-yazar olmayan fertlerin yüzde 27,7’si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,4’ü, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,8’i, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,8’i yoksul. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 2,6 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup oldu.
Geçen yıllarda maddi yoksunluk tanımına dahil olan çamaşır makinesi, renkli televizyon ve telefon sahipliği yeni tanımdan çıkarıldı.
Bu oran için eklenen değişkenler ise; eskimiş giysileri yerine yenisini alabilme, düzgün iki çift ayakkabıya sahip olabilme, ayda en az bir kez tanıdıkları ile toplanabilme, ücretli boş zaman faaliyetlerine katılabilme, kendini iyi hissetmek için bir miktar para harcayabilme ve kişisel amaçlı kullanım için internet sahipliği olarak belirlendi.
13 maddenin en az yedisini karşılayamayanların oranı yüzde 16,6 oldu.
Diğer veriler daha da vahim.
İzolasyonsuz, sızdıran çatı, nemli duvarı olan konuta yaşayanların oranı: Yüzde 33,6
Hava kirliliği ve çevresel sorunlara maruz kalanlar: Yüzde 21,7
Borcu ve taksidi olanlar: Yüzde 59,4
Tatil yapamayanlar: Yüzde 59,6
Et masrafının karşılayamayanlar: Yüzde 41,5
Evinin ısınma ihtiyacını karşılayamayanlar: Yüzde 20,4
Eskimiş mobilyalarını yenileyemeyenler: Yüzde 65,4
Ve toplam yoksul sayısı; 12 milyon kişi.
Neyse, seçime şunun şurasında ne kaldı ki?
Rahmetli Çetin Altan'ın dediği gibi; enseyi karartmayalım!