Balık burcu yüksek titreşimleri algılayabilen telekinezi, telepati, duru görü gibi duyuüstü hassas alıcılara sahiptir. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı madde âleminde görünenin ötesini hissederek yaşamak onun için kolay değildir...
Balık burcunun en temel ikilemi Kurtarıcı ve Kurban ikilemidir. Çoğunlukla hayat sahnesine ya kurtarıcı ya da kurban rolüyle balıklama dalar. Kurtarıcı miti insanın bilinçaltı kendini Tanrı yerine koyması anlamına geldiğinden bir faninin bu rolü sonuna kadar sürdürmesi olası değildir.
Er ya da geç bu kutuplar yer değiştirir. "Sihirli Kurtarıcı" veya "Her şeye gücü yeten uşak" (*) rolleri fazla uzadığında Balık burcu veya Balık burcu enerjisi güçlü olanlar kaçınılmaz olarak kurban kutbuna savrulur...
Balık burcu yaradılışın iyilik boyutu ile özdeşim kurup kötülük boyutunu inkar etmeye meyillidir. Fazlasıyla yufka yürekli olduğundan kötülükle başa çıkmakta zorlanır. Ya deve kuşu gibi kafasını kuma gömerek kötülüğün olmadığını var sayar ya da kötülüğü allayıp pullayıp iyilik kılıfına sokarak yok edebileceğini zanneder.
Bunlar son derece tehlikeli hamlelerdir çünkü yüzleşmeden ve mücadele etmeden kötülüğü dönüştürmek mümkün değildir. Balık burcu içgüdüsel olarak kendini kanatsız bir melek olarak hissettiğinden yeryüzünü cennete çevirmek için çırpınıp durur.
Bu boşuna bir uğraştır çünkü her şeyin zıddıyla var olduğu dünyamızda polarite yasası gereği iyilik ancak kötülükle birlikte var olabilir. Tıpkı cennetin de cehennemle var olabildiği gibi...Yeryüzünde günah yer çekimi kadar gerçektir.
Kimse günah işlemekten ya da kötülük etmekten muaf değildir çünkü insanoğlunun mayası ikisiyle birlikte yoğrulmuştur. Bu nedenle cehennem sürecinden geçmeyen biri ancak yalancı cennete varır. Eskilerin deyişiyle; "cehennemi bilmeyeni, cennet de kabul etmez"
Balık burcu zoru gördüğünde ya kıvırır ya kaçar! Oysa herkes gibi o da her eyleminden sorumludur. Bu sorumluluğu başkasına devrederek ya da başı her sıkıştığında işi topyekun tanrıya havale ederek sorunlarından kurtulamaz.
Psikolojik çerçevede kişilik bölünmeleri ve çoğul kişilik vakalarında Balık burcu enerjisinin sapması veya yanlış kullanımı önemli rol oynar. Balık burcu bazen derin acılarını tek başına kaldırmakta zorlandığında bu ağır yükü şuursuzca yarattığı çeşitli kişiliklere pay eder.
Böylece çektiği acılardan kurtulup rahatlamaya çalışır ama duygusal bakımdan yeterince gelişemez ve değişken ruh halleri sergiler. Stewenson bu kalabalık ruh halini "Dr. Jekyll ve Mr. Hyde" adlı romanında gündüzleri iyi, geceleri kötü olan bir hekim örneği ile anlatarak can alıcı mesajı Dr.Jekyll'ın ağzından verir;
"Her insanın içinde iyiyi ve kötüyü aynı anda barındırıyor olduğunu, öncelikle kendimi inceleyerek öğrendim. Evet, her insanın vicdanındaki iyi ve kötü, daima bir savaş içindedir. Zaten, bu ikisinin savaşıdır, bizi biz yapan."
Balık burcunun hem kendini hem de diğerlerini hipnotize etme ve illüzyona sokma yeteneği muazzamdır. Bazen bir hayal bazen bir vehme kendini kaptırdığı gibi yığınları da peşi sıra sürükleyebilir. Çoğunlukla kitlelere yön veren ruhani veya dini liderler Balık burcu enerjisi güçlü olan kişilerden çıkar.
Esasında Balık burcu bütünün hayrına hizmet için yeryüzündedir. Yüksek fedakarlık ve adanmışlık gerektiren bu yüce görev yanlış kullanım tehlikesini de beraberinde taşır çünkü Balık burcunun yönetici gezegeni Neptün aynı zamanda kişinin kör noktalarına karşılık gelir.
Balık burcunun sembolünü dikkatle incelediğinizde şunu görürsünüz "her biri ayrı yönde yüzmeye çalışan birbirine bağlı iki balık" Bu sembolde derin anlamlar gizlidir. En basit anlamıyla insanın aşağı ve yüce yanları arasındaki ortak bağa işaret eder.
Sosyal Psikolog Abraham Maslow her insanın düşük yanları kadar yüksek yanlarından da kaçınma eğilimi taşıdığını belirtir. Ona göre her insan yüce olabilme ve dünyaya özel bir değer katabilme potansiyeli ile doğar ancak çok az sayıda insan bunu başarabilir.
Çünkü insanın yaradılışına damgasını vuran bu iki zıt eğilim tıpkı Balık burcu sembolizminde olduğu gibi birbirine ters yönde kuvvet uygular. Maslow bu tezadı Yunus Peygamber örneği ile açıklar;
"Tanrı Yunus'dan Ninova'ya gidip halkı uyarmasını ister. Yunus tanrının buyruğunu dinlemez ve bu yüce görevden kaçabileceğini umarak ters yönde giden bir gemiye biner. Yolda fırtına çıkınca gemiyi batmaktan kurtarmak ve fırtınanın sorumlusunu tespit etmek amacıyla kura çekilir. Kurada Yunus çıkar ve fırtınanın sorumlusu olduğunu itiraf ederek kendisini denize atmalarını söyler. Yunus denize atılınca fırtına diner. Tanrının görevlendirdiği büyük bir balık Yunus'u yutar. Yunus üç gün üç gece balığın karnında kalır. Kurtulmak için dua eder ve balık da onu Ninova şehri yakınlarında karaya kusar.... "
Sonuç olarak kendi büyüklüğüne inanmayıp yazgısından kaçmaya çalışan Yunus, balığın karnında arınma sürecinden geçer ve balığın kusarak onu dışarı atmasıyla yeniden doğuş sürecine girer.
Maslow bu olguya "Yunus Peygamber kompleksi" adını verir. Çünkü Yunus peygamber de her birimiz gibi kendi kişisel büyüklüğüne dayanamayıp kaderinden kaçmaya çalışmıştır...
İşte Balık burcu böylesine engin, derin ve de karmaşık bir enerji ağına sahiptir.
Dipnot
(*) Sihirli Kurtarıcı tanımı Erich Fromm, Her şeye gücü yeten uşak tanımı Masserman'a aittir.