Toplam 360 derecelik Zodyak çemberinin, 0 derece Koç noktasından başlayan yolculuğumuzda 180 derece yol kat ederek Terazi burcuna vardık. Dante gibi tam ortasındayız Zodyak’ın...
Terazi burcunun durduğu yer diğerleriyle karşılaşma noktasıdır. Bu nedenle onun yönetimindeki yedinci evin geleneksel adı "Evlilik Evi" dir. Yakın birliktelikler (aşk, dostluk) taahhüde dayalı ilişkiler (evlilik, ortaklık) ve de açık düşmanlar bu evin en temel konularıdır. Burada söz konusu olan gel geç türü yüzeysel ilişkiler değil, sevgi ve güvene dayalı, sorumluluk ve yemin gerektiren yakın ilişkilerdir.
Doğal olarak ilişkiler arenası Terazi burcunun kendisini geliştireceği önemli bir hayat alanıdır. Terazi bu çalkantılı sularda bir sancağa varana kadar çok yalpa vurur, çok bocalar, çok sallanıp durur. Sallantı Terazinin kanında vardır...
Terazi'nin sorumlu olduğu konular bir hayli çetin ve çetrefildir fakat nedense onunla ilgili akla ilk gelen şey güzellik, zerafet, nezaket ve cazibedir. Evet, öyledir zira Terazi burcunun yöneticisi Venüs mitolojide "Aşk ve Güzellik Tanrıçası" aynı zamanda "Işık İlahesi"dir.
Çoğunlukla Venüs'ün dokunduğu kadınlar güzel ve zarif, erkekler de yakışıklı ve naziktir. Ayrıca iki cins de çekici ve romantiktir. Hoş sohbet ve iyi niyetlidir. Işık saçan Tanrıça bu konuda Terazi'ye sanki iltimas geçmiş gibidir. Ne ala! Peki, ne pahasına! Hah işte sıkı durun, şimdi başlıyoruz...
Terazi'nin kefelerine yığılan dosyalar bir hayli kabarıktır. Terazinin kefeleri ise çok hassastır. Öyle ki havada uçuşan bir tüy bile değse hemen bir aşağı bir yukarı sallanmaya başlar. Aslında fazlasıyla ağır çeken dosyaların sadece başlıklarını okumak bile Terazi'nin hüznünü anlamaya yeter...
Adalet, hak, hukuk, denge, uzlaşı, eşitlik, paylaşım, sentez, tarafsızlık, ölçü, ayar, doz, diplomasi, uyum, ahenk, barış, diyalog, çelişki, diyalektik, esneklik, ılımlılık, sanat, edebiyat, diğerkamlık, değer, aşk, sevgi, dostluk, arkadaşlık, ilişki, birliktelik gibi. Şu gök kubbe altında Terazi'nin dersleri zor, sınavları ağırdır.
Kıssadan hisse; Olympos Tanrılar heyeti, Altın Tanrıçaya rağmen hiç bir ölümlüye karşılıksız cömertçe armağanlar dağıtmaz! Terazi güzellik, çekicilik ve iyi niyet armağanını büyük bir bedel karşılığında almıştır. Bu sebepten ezeli ve ebedi şaşkındır.
Terazi'de hemen her şey "yarı-yarıya" (fifty-fifty) ilkesine dayanır. Aristo mantığıyla Terazi’yi anlayamazsınız, ancak paradoksal bakış açısıyla ona dair bir fikir edinebilirsiniz. O hem ipek gibi yumuşacık hem kaya gibi serttir, hem sıcaktır hem soğuktur, hem yakındır hem uzaktır, hem çalışkandır hem tembeldir. Hem akıllıdır hem saftır, hem kadınsıdır hem erkeksidir...
O bir çelişkiler yumağıdır ama çok ağır bir etki almadığı sürece çelişkilerini büyük bir zerafetle dengeler. Terazi/Venüs enerjisi güçlü olan insanlar kabalıktan ve şiddetten hoşlanmaz, eğer onun zerafet ve nezaket kurallarının dışına çıktığını görürseniz, muhtemelen karşı tarafta sınırı aşan biri vardır.
Terazi diğerleri ile arasına Oğlak gibi kalın duvarlar örmez ya da Aslan gibi pençeleriyle hudut çizmez. Onun benlik sınırları bir cam kadar ince ve saydam olduğundan sanki arada bir sınır yokmuş hissi verir. Siz ancak her yeriniz kesilip kanadığında bu cam sınırdan içeri geçtiğinizi anlarsınız. Eskilerin Terazi burcu ile uyarısı dikkate değerdir. Doğuştan sahip olduğu zerafet ve nezaketine rağmen O; "Kadife eldivenli demir yumruk" dur.
Bilhassa Terazi kadını söz konusu olduğunda bu uyarı hiç yabana atılmamalıdır çünkü güzel ve naif görünüşüne aldanıp ona zayıf kadın ya da süs bebeği muamelesi yapmaya kalkıştığınızda demir yumruk ile tanışırsınız. Çünkü Terazi kadını sadece göze değil aynı zamanda kafa ve kalbe hitap eden anlam ve değerlerle donatılmıştır. O güzel başının içinde hayli gelişmiş bir beyin taşıdığı, dahası beynin iki yarım küresini de eşit derecede kullanabilme yetisine sahip olduğu asla göz ardı edilmemelidir.
Terazi içgüdüsel olarak bilir ki denge çok önemli bir doğa yasasıdır. Teorik olarak "işin sırrı dengededir" peki pratikte bu nasıl sağlanır? Elbette iki uca eşit mesafede durarak yani "orta noktayı" seçerek. Terazi'nin durduğu yer de zaten tam olarak burasıdır. Peki denge sağlanınca nasıl kalıcı olur? Kalıcı denge diye bir şey yoktur, er ya da geç kurulan denge bozulur, sonra tekrar kurulur.
Terazi'nin bunu kavraması biraz zaman alır. Nihayet orta yaşa geldiğinde orta noktanın sırrına vakıf olur ve her şeyi dengeleme sevdasından vazgeçer. O kıvama gelinceye dek tıpkı bir sarkaç gibi iki uç arasında mütemadiyen gidip gelir. Hep bir sallantı, hep bir baş dönmesi, hep bir dengesizlik, hep bir huzursuzluk, hep bir kararsızlık...
Göz kamaştıran üstün vasıflarına rağmen aslında Terazi bir "Mütereddit Ruh"tur.