Sokrates’in asırlar öncesi attığı ok felsefenin tam kalbine isabet etmiştir;
“Bir şey biliyorsam o da hiçbir şey bilmediğimdir.”
Peki, hiçbir şey bilmediğimiz doğru mudur?
Şayet doğruysa Arkesilos'un bu konudaki yaklaşımına ne diyeceğiz;
"Hiçbir şey bilmediğimi de kesin olarak bilemem!"
Öyle görünüyor ki ‘bilmek’ soru işaretinin kancasına takıldığında itibarı sarsılır. Baş aşağı sallandıkça mutlak doğruluğu esnemeye, tafrası da azalmaya başlar.
Bilginin işlendiği, sınandığı, geliştirildiği ve yayıldığı alanın tüm dillerdeki karşılığı ‘felsefe’dir. Bilgi aşkı, inanç ve anlam arayışı, gerçeğe ulaşma çabasıyla sürekli yol kat eden kişi de ‘filozof’dur.
Filozofluk yay burcunun doğasında vardır lakin bu burçtan hem gerçek hem de sahte filozoflar çıkabilir. Gerçek filozof çok az şey bildiğinin idrakindedir ve öğrenmeye bir ömür adar. Sahte filozof ise fildişi kulesine çekilip sağa sola ahkam keser, kendisini alim el alemi de cahil sanır.
Yay burcu yüksek ahlak ve yüksek yargıyı temsil ettiğinden hemen her konuda ahlak ilkelerine ve adalete uygun davranmaya önem verir. Buradaki en büyük tehlike yay burcunun yasaları başkalarına karşı tavizsiz uygularken, kendisini yasa üstü görmesi ve dokunulmazlık zırhını kuşanması olabilir. Aşırı uca kaydığında vaaz hocası, şeref budalası, namus kumkuması ya da erdem abidesi gibi pozlar takınabilir.
Yay burcuna göre her aşk sonludur bir tek bilgiye duyulan aşk sonsuzdur çünkü bildikçe bilmek istersiniz...
Bildikçe de ne kadar az bildiğinizi idrak edersiniz. Bu nedenle onun Nirivanası ‘bilgelik’ katıdır.
Yay burcu son derece hoş görülüdür ancak kendi inanç sistemine bir tehdit algıladığında, kendi doğrularına bir itiraz aldığında ya da tanrısal yargılarına uyulmadığında hoş görü rahatlıkla hor görüyle yer değiştirebilir.
Her şeye toleransı yüksek olan yay burcunun bir tek itibarsızlığa toleransı düşüktür ama içgüdüsel yönünü ağır bastığında ya da insani zaaflarını yok saydığında korktuğu şey başına gelebilir. Yay burcu için itibar kaybı kan kaybı demektir.
Yay burcu zodyaka ‘Kahinlerin Burcu’ olarak nam salmıştır. Sezgisel biliş yeteneği çok güçlüdür. Bazı şeyler yay burcuna malum olsa da gaip onun tasarrufunda değildir zira evrende ‘yarın kesin şu olacak’ diyen bir mekanizma yoktur.
Yay burcu tüm yanıtları bildiğine ısrar ettiğinde hedefinden sapar ve bilinçdışının kurbanı haline gelebilir. Bu yüksek enerjinin en vahim sapması üstünlük kompleksi (grandiose) veya şizofrenidir.
Yay burcu şen şakraktır, ıslıklar çalıp, taklalar atarak insanları eğlendiren sevimli bir palyaço gibi davranır. Komik yüzü, bol kahkahası ve hayata boş veren tavrıyla etrafına bolca moral şırınga eder. Abartılı öz güveni sıkça başını belaya soksa da o buna pek aldırmaz.
Öyle ki kazara düşüp kafasını gözünü patlatsa -sakarlığı meşhurdur- ama ona sorarsanız koruyucu meleğinin izin günüdür! Etrafındakiler eyvah! kan kaybından gidiyor diye feryadı basarken, o sanki hiçbir şey olmamış gibi, “Aaa!!! Gördünüz mü kanımın rengi ne muhteşem kırmızı!!!” diyebilecek tek burçtur. Bilinen başka bir örneği yoktur.
Bunun temelinde ‘Bana bir şey olmaz-Ben Centaur varisiyim’ gibisinden çok özel, seçilmiş, ilahi bir varlık olduğuna dair sarsılmaz bir inanç yatabileceği gibi bazen de hastalık ona çok kaygı verdiğinden bir kaçınma davranışı olarak açığa çıkabilir.
Yay burcunun sakarlığı kadar pot kırma ve patavatsızlığı da meşhurdur. Belki bir akrep gibi acımasız bir stratejiyle insanlara saldırıp diliyle sokmaz ama ok yaydan fırladığında nereye saplanacağı da hiç belli olmaz...
Kendini ve haddini bilmek yay burcunun en çetin hayat sınavlarından biridir. Burada iki ciddi engeli vardır birisi hatırı sayılır bir kibir diğeri ise kofluktur. Genelde sahip olduğu yüksek vasıflar bu iki kusuru perdelediğinden kolayına anlaşılmaz.
Kofluğu ile ilgili ‘puf böreği’ metaforunu gözünüzde canlandırmanız yeterlidir. Hani şu vitrinde çok fiyakalı bir şekilde kabarık duran ama çatal değer değmez puf diye dağılan, havası sönen meşhur börek...
Kibrini ele verecek en önemli ipucu böbürlenerek sarf ettiği sözlerde saklıdır. "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?"
Sen, seni bilmedikten sonra başkaları seni bilse ne olur! Bilmese ne olur!