TOPLUM olarak birçok konuda kültür eksikliğimiz olduğu muhakkak.
Eğitilmiyoruz.
Kendimizi yetiştirmiyoruz.
Eğitilmiş, yetiştirilmişler, sivil ve resmiler olarak ta, üzerimizdeki elbise, üniforma her ne varsa işte, onları da kullanmaktan imtina etmiyoruz.
O nedenle dün sabah iki motosikletli polisimizin biz kırmızıda beklerken, gözümüzün içine baka baka uçup gitmelerini söz konusu etmeyeceğim bile…
Etsem de bir şey yazmaz.
Zira, ‘telsiz mesajı aldık’ derler, yapacak bir şey kalmaz!
Biz onun için sivil hayata dönelim ve karşılaştığımız uçuk şeylere göz atalım.
Spor salonunda aynı saatlerde, bazen de beraber çalıştığımız bir kardeşim var; Sinan Çelik.
Hollanda kültürü ile yetişmiş, orada emekli olmuş ve halen Hollanda vatandaşı olan bir kardeşimiz.
O anlattı…
Bankamatikten para çekiyormuş.
Sağ omuz hizasında kafasını uzatmış, ekrana bakan yaşlı bir beyi fark edince önce hafif kaşlarını çatarak bir bakmış.
Ama amcam halinden memnun…
O bakışın ne anlama geldiğini anlamamış ya da gazlamamış!
Sinan bakmış ki adamın anlayacağı yok;
‘Hayırdır amca ne yapıyorsun?
‘Sana bakıyorum, para çekeceğim, sen ne yapıyorsun?’ diye cevap verince…
‘Para çekiyorum, az geride beklesene’ demiş.
Ve ilk yanlışı burada yapmış!
Çünkü biz bankamatikte veya başka bir kuyrukta önümüzdekinin omuz hizasından göz atmayı severiz, Sinan’ın yanlışı şu;
Parayı çeken sen değilsin ki!
Amcam tek tek seninle tuşlara basıyor.
Kaç paran var?
Kaç lira yazacaksın?
Hepsini bilecek.
Yani aslında parayı o çekecek!
Ama asıl yanlışı daha da kötü!
Bu işlerin olağan olduğunu bilmiyor.
Yani amcam eksi, aksak, farklı bir şey yapmıyor ki…
Kültürümüz neyse onu uyguluyor.
Yani Sinancım…
Asıl yazılacak olan sensin!
Zira bizim kültürümüzden haberin yok!