DEVLET kademelerinde görev yapanların son derece dikkatli olmaları gereken bir dönemden geçiyoruz.
Öncelikle iktidar yanlısı görünmek sevdasının getirdiği şımarık davranışlara tevessül etmemeleri gerekiyor.
Zira devlete devamlılık esastır.
İktidarların biri gider, biri gelir.
Bu demokrasisinin gereğidir.
Bağlılık ve liyakat kişilere, iktidarlara değil devlete gösterilir.
Hal böyle olunca olası iktidar değişikliklerinde makam sahiplerinin işgal ettikleri makamların saygınlığı ve güvenirliliği korunmuş olur.
Elbette söylediklerim genel bir temayüldür.
Ama vasıfsız, niteliksiz hatta makamlara gelişleri tartışma konusu olan kişiler variyetlerini hep iktidarlara borçlu olduklarını düşünerek görev ciddiyetinden uzaklaşırlar.
Bu bir anlamda onların kişilik sorunlarını ortaya çıkarırken asıl handikap devlete yönelik başlar.
Zira o kişiye, dolayısıyla o makama itimat azalır, yok olur.
Zincirleme işleyen çark, bu zafiyeti en tepelere kadar taşır.
Demokrasinin esasına uygun tanımında kuvvetler ayrılığının özel bir yeri olduğuna dikkat çekmeme bilmem gerek var mı?
Hele hele yargı bağımsızlı kavramının tartışmaya açılmasına…
Vatandaşın hukuka ve bağımsız yargıya güveninin zedelendiği ve akabinde yok olduğu hallerde sistem süratle çöküntüye doğru yol alır.
Ve demokrasinin bağrında onarılmaz yaralar açar.
Samsun’da belki de kendisini iktidara yakın hissettiği ve bunu açıkça yukarılara iletme sevdasıyla bir yargı mensubunun sosyal medya hesabından yayınladığı karikatürlerin amacın ve vereceği tahribatı açıklamaya çalıştım yukarıda.
Cumhuriyet başsavcımızın konuya hassasiyeti takdire değer.
Hiç gündeme gelmemesi ve özellikle yargı nezdinde tartışılmaması gereken bir konu.
Samsun’da yaşanması üzücü.
Bizler vatandaş olarak devletimize ve onun emrinde görev yapanların tarafsızlığına güvenmek istiyoruz.
Bu aynı zamanda devletin bekasıyla da doğrudan ilgilidir.
Onun için;
Biraz dikkat!
Biraz adap lütfen!