DELİ DUMRUL gibi dolanıyor dolanıyor yine aynı noktaya dönüyorum.
Ama geri dönülmeyecekmiş gibi değil ki...
Trafik keşmekeşi hissettirdiği sıkıntıyı her gün arttırıyor.
Kimseye yeni araba alma diyemezsin.
Satana da satma!
Sivili var…
Resmisi var…
Ticari var…
İhtiyaçtan olanı var…
Ama var!
Çünkü ihtiyaç var.
Sonuç gelip, dolanıyor artan trafik yoğunluğuna dayanıyor.
Siz bu sıkışıklığı ceza ile falan önleyemezsiniz.
Daha önce yazdım, söyledim.
Ben bu EDT’ye temelden karşıyım.
Gelir elde etmek için araçları sıkıştırmak doğru yöntem değil de bu işin başka bir tarafı…
Hiç kendi kendinize düşündünüz mü?
‘Neden sabah trafik yoğunluğu Atakum’dan Samsun’a. Akşam Samsun’dan Atakum’a doğru oluyor?’
Çünkü hala birçok resmi kurum ve okullar kent merkezinde.
Dolayısıyla sabah oralara ulaşmak için yola düşenler akşam olunca eve dönmek için aynı trafiğe dalıyorlar.
Hal böyle olunca da belli ve pik saatlerde bu yönlerde trafik kesafetini engelleyemiyorsunuz.
Bakın Karayolları uzun zamandır Atakum’da…
SGK, Emniyet Müdürlüğü de keza öyle.
Ama öyle kurumlar var ki hem nüfus hem yarattıkları yoğunluk anlamında ilk sıralarda yer alıyorlar.
Oysa bir dönem, okulların tümünün, DSİ 7. Bölge Müdürlüğü de dahil olmak üzere kent dışına çıkartılması düşünülüyordu.
Sonra o fikir uyutuldu!
Kısa vadede Akıllı Şehir Trafik Güvenliği Sistemi’nden medet uman Samsun’un, Büyükşehir Belediyesi de dahil olmak üzere kent merkezinden tahliyesini ciddi olarak düşünmeli.
Çare, yeni bölgeler derken, belirttiğim kurumların taşınıp, görev yapacağı ve yeni yoğunluk yaratmayacak bölgelerde konuşlanması…
Sanırım Samsun’un trafik anlamında orta ve uzun vadede kafa yorması gereken sorun bu…