ÇALIŞMALARINA çok insan müdahil olup dikkat kesilince yerel yöneticilerin bir şeyler yapma çabası artıyor.
Tabii tüm bu çabaların yerinde ve elzem olup olmadığı tartışılır.
Öncelikle yerel seçimlerde halkın teveccühünü kazanarak belediye başkanlığı makamını hak edenleri bekleyen görevler var.
Onlardan beklentiler var.
Halkın mütevazi bir temsilcisinin başkanından ve onun yönetimindeki belediye personelinden beklentisi ne olabilir?
Öncelikle iyi yapılanmış bir belediye kadrosu…
O kadro içinde adama koltuk değil, koltuğa adam anlayışıyla oturtulmuş yönetici ve personel kadrosu…
Dürüst, açık ve adil bir yönetim…
Siyası kadrolaşma anlayışından uzak bir yapılanma...
İdari birimler arsında koordinasyon…
Halkla iletişim…
Sorunların çözümünde samimi yaklaşım ve ciddi çözüm arayışları…
Bakın bu saydıklarımdan sonra hala sokağa çıkamadığımızın farkında mısınız?
Sokak ne bekliyor, sokak?
Hizmet.
Ne hizmeti?
Temizlik…
Denetim…
Savurganlıktan uzak bir yatırım…
Eş, ahbap, dost korumasından uzak, işi ehline veren bir yönetim…
Sosyal belediyecilik anlayışı…
İçme suyu, kanalizasyon, yol hizmetleri…
Halkın ihtiyacı olan her ne varsa sırayla eğilinmesi…
Sokakta, hizmet binalarında halk memnuniyetine öncelik verilmesi…
Türk halkının en çok değer verdiği yüz yüze temasın ihmal edilmemesi…
Bunların hepsine bir beş yıl yeter mi?
Yetmez ama en azından teveccühün bu yönde olması…
Bütün bunlar belediye bütçesinin el verdiği olanaklar çerçevesinde ele alınır, sıraya konulur.
Peki, hiç mi kültürel faaliyet olmaz?
Olur elbette ama öncelikli olmaz.
Para çar çur edilmez!
Göze gireceğim diye belediye kaynaklarının israfa yönelik kullanılmaya çalışılması da buna dahildir.
Nereden aklıma geldiğini merak ettiyseniz;
Terme Belediye Başkanı’nın ‘Şehirler Anıtı Projesi’ni’ okuyunca yazayım ve ‘Çok mu elzemdi’ diye sorayım istedim.
Ama yukarıda saydığım hizmetleri tamamlamış bir Terme varsa, sözlerimi geri almakta var tabi!