SİYASET bu ülkede artık tanımı yapılamayan bir sistem haline geldi.
Siyaset nedir?
Siyasetçi kimdir?
Siyaset ve siyasetçi kime hizmet eder?
Kimler siyasetçi olabilir?
Kimler bu halkın hizmetine layıktır?
Yazımın sonuna kadar uzatabilirim istersem bu soruları…
Cevaplarını da veririmde, önemli olan okuyacak olanların…
Seçimden önce aday belirleyeceklerin…
Seçime gidip oy kullanacakların…
Her şeyden de önemlisi aday olarak seçime katılacakların bu cevaplara ne kadar itibar edeceği ve ders çıkartacağı…
Sistem o kadar yanlı işliyor ki daha seçtiğimiz günden itibaren vurmaya başlıyoruz.
O yanlış!
Bu yanlış!
Aldığı adam yanlış!
Çıkardığı adam yanlış!
O proje olur mu?
Bu eksik kalır mı?
Ne istiyoruz peki?
Siyasetçi bize yakın olmalı.
Her aradığımızda telefonun ucunda…
Her gittiğimizde koltukta karşımızda olmalı.
Olmadı mı?
İsteklerimiz yerine gelmiyor mu?
Menfaatlerimize küçük büyük dokunuşlar yapmıyor mu?
Hah, işte o zaman yandı keten helva!
Menfaat koroları hep bir ağızdan başlıyor;
Bundan bir şey olmaz!
Bir daha seçilemez!
Aday olsa da oy vermem!
Kime vereceksin peki?
Hak etmediğini sana verene!
Ama maddi…
Ama manevi…
Nasıl güzel mi, oldu mu?
Yok, pas vermiyorsa, birazda yıldızı düşmüşse işte aradığın fırsat eline geçmiş demektir.
Vur, vurabildiğin kadar…
Kamuoyu senin elinde, cebinde ya;
Kamuoyu bunu istemiyor çığırtkanlığına başlayabilirsin.
Ta ki değirmendeki arpadan payını verebilecek birini bulana kadar.