ÖNCE televizyonda izledim.
Dün sabahta her zaman yaptığım gibi internet ortamında günün gazetelerinde öne çıkan haberlere göz gezdirdim.
Bir gün önce akşam ekranda haberini izlediğin aslan parçası(!) ilk sayfada yerini almıştı.
Yakışıklı çocuk hani.
Okumuş, mürekkep yalamış…
Eli ayağı düzgün, görünüşüne bakılırsa…
Kimdir, nedir bilmem.
Şeceresini de merak etmem.
Ama liseden sonra üniversiteye gidip diplomasını aldığında inanıyorum ki en çok annesi sevinmiştir.
‘Oğlum okudu, adam oldu!’ demiştir.
Bakın bu lafa az sonra geri döneceğim.
Hele hele atanıp birde koltuğa yerleşince…
Yerleşip birde resim çektirip, ‘Bak ana oğlun makam sahibi oldu’ dercesine…
Hangi ana mutlu olmaz ki böyle bir fotoğrafa baktığında…
Öyle yakışıklı oğlu atanmış, kaymakamlık makamına kurulmuş.
Şimdi geri dönelim mi, az önce söylediklerime…
Hani dedim ya, ‘Oğlum okudu adam oldu’ sözlerine…
Benim lafımdır, yeri geldiğinde kullanırım.
‘Makam insanı koltuk sahibi yapar. Adamlık ise başka bir şeydir.’
Zatı muhterem, Artvin Kemalpaşa Kaymakamı Mehmet Faruk Saygın…
Ama saygın olan sadece soyadı.
Sen liseyi ziyarete git.
Öğretmen sana hoş geldiniz diye elini uzatsın.
Sen de, ‘Bu ne hadsizlik’ diye öğretmeni sınıftan kov.
Hoş geldiniz demeyip, ne yapacaktı öğretmen?
Ellerini bağlayıp, diz çöküp haşa önünde secdeye mi varacaktı?
Okudum, bir daha okudum sonra yüzüne yeniden baktım.
Utandım senin adına...
Hayat merdivenlerinin daha ilk basamağındasın paşam…
Önünde yürüyecek çok yol, tırmanacak çok basamak var.
Daha ilk günden makamın böbürlenme, efelenme yeri değil hizmet yeri olduğunu unutmuşsun.
Senin makamına da kalıbına da yazıklar olsun.
Bu haberi okuyan seni yetiştiren öğretmenlerin senden utanmıştır mutlaka...
Ama inanıyorum ki...
En çok utanan…
Ellerinde öperim, ‘ANAN’ olmuştur!
Nusret bey bu makalenden dolayı sizi kutluyorum başarıların devamını dilerim