ÜLKEMİN insanlarına resmi rakamlarla, hele hele inandırıcılıktan uzak rakamlarla hiç gelmeyin.
Benim insanım cebini de bilir.
Harcadığı parayı da…
Paranın aldığı her ne ise onu da…
Bir ay önce aldığı ile bir ay sonra alamadığının hesabını yüzdelerle önüne koymanıza gerek yoktur.
Bunun adını enflasyon rakamı, Tüfe, Tefe, TUİK olarak önüne koymanıza da…
Sorun pazardan dönen herhangi bir vatandaşımıza…
Size bu ay enflasyonun ne kadar olduğunu şıp diye söylesin.
Çünkü limonu da alan o.
Domatesi alan da...
Fasulyedir, bakladır, salatadır, kıvırcıktır, maruldur ne kadar artmıştır bilir.
Şekeri, çayı siz sormadan yüzdelendirir.
Çünkü her ay sonu cebinin ne kadar daha delindiğini en iyi o bilir.
O nedenle, sayın bakanın mayıs ayı enflasyon rakamı yüzde 2.98 çıktı demesi benim vatandaşımı hiç ırgalamaz.
Onun rakamı, piyasa rakamıdır.
Asla yanılmaz…
Asla yanıltmaz…
Ülke genelindeki enflasyon rakamlarının yıllık artık üç haneli rakamlara geldiğinin en büyük kanıtıdır vatandaşın cebi…
Ekmeğe ayıramadığı son 3 lirası, aylık enflasyonun en somut belirtisidir.
O nedenle, kimse kimseyi rakamlarla oynayarak kandırmasın.
Üretmeyen…
Üretmeden tüketen bir ülkede enflasyon canavarının dize gelmesi mümkün değildir.
‘Amerika’da da Almanya’da da enflasyon var’ türküsü…
Türküden öte bir hikâyedir!
Çünkü Amerika yüzde 7’lik enflasyon karşısında halktan alınan vergileri sıfırlamıştır.
Hali perişan denilen Almanya’da da durum budur.
Vatandaş günün farkındadır.
Emeklinin, işçinin halini anlatmak, gerdan kıvırarak makam araçlarına kurulanların işi değildir.
Hele hele, vatandaş aç gezerken ballı, bademli kahvaltı sofralarına kurulanların işi ise, hiç değildir!