SON seçimlerde oluşan Millet İttifakı zaman zaman bazı çatlak seslere sahne olsa da, kendi içindeki birliği devam ettirmeye özen gösteriyor.
Başkan seçimlerinde gösterilen titizlik ve incelik seçim sonrası kendi seçtiklerini sahiplenme duygusunu da kendiliğinden geliştiriyor.
Aslına bakarsanız, olması gerekende bu.
Ancak güçlü ve kendi içinde istikrarını sağlamış bir muhalefet, iktidarı yönlendirebilecek bir potansiyele sahip olabilir.
Biriktirdiği enerjide yarınlar için daha verimli çalışmaların kapısını açabilir..
Zaten başka şansları da yok.
Kendi başlarına iktidar alternatifi olmak gibi bir olasılığı konuşmak mümkün değil.
O nedenle, ittifakın yaşatılması ve geliştirilmesi ana hedeflerinden biri olmaya devam etmelidir.
Bugün Atakum’da bu tablonun sergilendiğini görüyoruz.
Seçimin hemen ertesinde Atakum Belediye’sine başlayan icra yağmuru henüz hız kesmemiş durumda.
Yeni belediye yönetiminin kendi ürettiği bir borç olsa, icra yöntemine bir nebze de olsa hoş bakılabilir.
Bir önceki dönemde alacaklı duruma geçmiş ama kendilerine yakın yönetimin seçim kaybetmesiyle belediye çökme anlayışına sahip olan zihniyete, hangi partinin başkanı olursa olsun hoş bakmam!..
Hakkaniyetli bir davranış değil.
Ahlaken de hoş değil..
Keşke sadece siyaseten bu tür davranışlarla hiçbir belediye muhatap olmasa.
Cumartesi günkü yazımda bir nebze değinmiştim.
Belediye Başkanı Cemil Deveci’nin haklı bir isyanı var..
Kendisine ait olmayan bir borçla yüzleşmiş ve makam odasındaki mefruşat haczedilmiş.
Ama bir tesellisi, seçimde kendisine destek veren dinamiklerin onu bu zor günlerde yalnız bırakmıyor olması.
Millet İttifakı’nın ortakları CHP ve İYİ Parti’nin il ve ilçe başkanları ortak bir hareket içerisinde durumu kınayıp, başkanlarının yanında yer almışlar..
İttifak varsa, dayanışma da olmalı.
Bugün olan ve sergilenen de bu!...