ASLINA bakarsanız, “Perşembenin gelişi çarşambadan belli” sözü çok uzak değildi bize…
Dün Fox Tv’ye konuşan 19 Mayıs Üniversitesi akademisyeni, Samsun’un Karadeniz’in birçok ili gibi kırmızı bölgede olduğunu belirterek, durumun ciddiyetinden bahsediyordu.
Bir günde gelinmedi elbette bu duruma…
Eve kapandığımız hafta sonları bile sokaklarda bir araç seli mevcuttu.
Elbette güvenlik güçlerinin kentin her mahallinde gerekli kontrollere yetişmesi mümkün değildi.
Ama gerçekten çok merak ediyordum, “Bu araçların içindekilerin hepsi de görevli ve izin belgeleri mevcut mu?” diye…
Ondan da geçtim, hafta içinde korunmasız, sakınmasız, patavatsız ve her türlü tedbirden uzak insan görüntüleri tüm uyarıla rağmen azalmıyordu, azalmadı.
Yetkililer o kadar ısrarla tehlikenin boyutlarına dikkat çekerken, halkımızın bu kadar duyarsız olmasının acı sonuçları elbette virüsün seyrine yansıyacaktı.
Zira virüs artık normal seyrinden çıkıp mutasyon evresine girmişti.
Yazdığım için çok iyi hatırlıyorum, Samsun İl Sağlık Müdürü ilk aşısını olmasına rağmen korona virüse yakalanmış, sonradan kendisinde tespit edilen virüsün mutasyona uğramış hali olduğu açıklanmıştı.
Samsun virüs vaka sayısında ilk beş ilin arasında yer alıyor ama nedense bu kentin vatandaşları, “Bize bir şey olmaz umursamazlığını” terk etmiyor.
Bu şaka değil…
Ölümün kol gezip, müşteri aradığı gerçeği.
Hala bununla karşı karşıya olduğumuzu fark edemiyorsak, o zaman beynimizde akıl diye taşıdığımız şeyde bir sıkıntımız var demektir.
Oysa vaka sayısının yüzde ellisini, mutant virüs oluşturuyor bu kentte…
Bunu da ben değil, sağlık alanında yetkisi olan kişiler söylüyor ve kamuoyu ile paylaşıyor.
Virüsün bulaşma ve yayılma hızının, kovid-19’dan hızlı olduğu ise bir başka bilimsel açıklama…
Hal böyle olunca bir bilim kurulu üyesi, Samsun’a geliyor ve araştırmalara katılıyor.
Sonucu ne olacak, derseniz; kurul üyesinin, Samsun için 15 gün tam kapanma önereceği söylentisi var. Bilinen ve ufak tedbirler uymadan, patavatsızca gezinen bizlere müstahak bence.
Yarın, öbür gün ‘Kapanma kararı’ açıklanırsa kimse ah, vah etmesin.
Zira “Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
Bizde bunu duyarsız kitlelerin sayesinde çoktan hak ettik bile!