KLASİK bir deyim biliyorum.
Ama yıllar geçse de geçerliliğini, ifade ettiği anlamı yitirmiyor.
Özünde insan ilişkilerini anlatıyor.
Ama gerçeklerden uzak.
Riya dolu.
Menfaat dolu.
Güce, erke yakınlaşma isteği ile dolu olan davranış bozukluklarını…
Egolarını, güç gösteri heveslerini kaybetmek istemeyen bazı kimliklerin bu isteğini karşılamaya yönelik davranışlar.
Aslında hürmet edilen kendisine yönelik nezaketin bir gösterişten ibaret olduğunu farkında.
Hürmet eden güç karşısında durduğu müddetçe bu modeli uygulayacağının bilincinde…
Yapmacık ve sahte!
İnanıyor insanlar sevildiklerine, hürmet gördüklerine.
Daha doğrusu inanmak istiyorlar.
Zamanla bir yaşam biçimi haline geliyor.
Güç sahibi yağlanmayı.
Yağdanlık, yağlamayı seviyor ve benimsiyor.
Karşılıklı zavallı insan modellemelerinin güncellemesi.
Her dönemde gördüğümüz, şahit olduğumuz şeyler.
Tamamen devletin kendi işleyişinin egemen olamamasından kaynaklanan tuhaf bir görünüm.
Devlet kendi kuram ve kurallarını zinde tutamayınca onlara ulaşmak için güç sahibi insanların etrafını çevreleyen yalaka takımı her daim zinde kalıyor.
Bir telefon ve hamili kart devreye girince devlet aradan çıkıyor.
Meydan yalayana ve yalatana kalıyor.
Sözün kısası herkes kendini iyi biliyor aslında.
Rolünü benimsiyor.
Güç sahibi egolarını tatmin ederken, ihtiyacı olan etrafında çember oluşturmaya devam ediyor.
Alan belli, satan belli.
Körlerle sağırlar birbirini ağırlar misali…