SEÇİMsüresince de aynı hikayeleri dinledik durduk.
Özellikle Bağımsız Aday Erhan Ustaiçin oyları bölmek adına ortaya çıktı iddiaları dolaştı.
Bazıları AK Parti’nin projesi dedi.
Finansörü de ismi deklere edilmese de bir AK Partili milletvekili ismine mal edildi.
Ben böyle çetrefilli işlerden anlamam.
Bildiğim partisinden ihraç edilen Erhan Usta’nın İYİ Parti’nin adaylık teklifinikabul etmediğiidi.
Düşünün siz İYİ Partilisiniz sizin partinin adaylık teklifini kabul etmeyen biri çıkacak bağımsız aday olacak siz de ona oy vereceksiniz.
Bana göre masal.
Ya da, birileri Erhan Usta’yı Cumhur İttifakı’nın oylarını bölmek için çıkartacak, AK Partililer de kendi adaylarına değil Erhan Usta’ya oy verecekler.
Gerçi başlangıçta bir‘abi teranesi’ sürüp giderken AK Parti sempatizanlarının arasında bir Mustafa Demir hoşnutsuzluğu vardı.
Ama Demir bu çatlağı çok çabuk tolere ederek partililerinin gönlüne girmeyi başardı.
Aslında zaten burada konuşulması geren Mustafa Demir değil.
Kendisi bir şekilde seçimden başarı ile çıktı.
Köşesinde mazbatasını bekliyor.
Biz bugüne kadar bazı siyasi figürlerin nasıl listelere kendilerini attıklarını biliyoruz.
Genel Merkezlerin kabulünü etkileyen değerlerin daha çok maddi olanlar olduğunu da biliyoruz.
Peki, bitmiş bir yerel seçimin ardından şimdi ne konuşuluyor.
Parayı nerden buldun?
Destekçilerin kim?
Ortada bir değirmen yokken suyu nereden geliyor?
Herkes suyu bir şekilde bulmuşken yek diğerini ihanetle suçlamak hakkını nereden buluyor?
Bu soruları adaylar birbirine soruyor.
İstiyorlarsa cevap versinler kamuoyu seçim kaynaklarını nasıl yarattıklarını onlardan, birinci ağızdan öğrensin.
Ama ben bu sorulara takılmıyorum.
Ben diyorum ki;
Birbiriniz proje adamı olmakla suçlarken seçimi kazanacak kadar halkın gönlüne neden giremediniz?
Neden karşınızdakilerin samimiyetsiz ve başkaları adına hareket ettiğini ispat edecek yöntemler üretemediniz?
İğneyi önce kendinize batırın.
Gereksiz polemiklerle halkı meşgul etmeyin.
Kanıtlayamadığınız projelere de başkalarını muhatap etmeyin.