DÜN eski bir dostumla sohbet ediyorum.
Hepimizin hayat serüvenimiz boyunca inişleri, çıkışları oldu.
Çok mutsuz olduk.
Çok da umutsuz kaldık.
Yalnızlığın babasıydı yaşadıklarımız…
Hatta ‘Beni benden etti dost bildiklerimiz’ şarkısına dönüştük.
Böyle de olabilir...
Amansız bir hastalığa da yakalanabilirsiniz.
Sayılıdır günleriniz.
Bir siz hisseder, birde Allah bilir.
Ama buna rağmen bir insanın kendi elleriyle hayatına son vermesine akıl erdiremem.
Çok arkadaşım, kardeşim var bu yolu tercih eden…
Kimi silah dayadı başına…
Kimi astı banyonun tavanına…
İnanın ben hak verdim ne de bir başkası onlara…
Hatta türlü türlü senaryolar kurdular.
Bilemezsiniz tabi o insanların son anlarındaki ruh hallerini….
Bakın daha geçtiğimiz hafta sonu 20 yaşındaki bir kızımız deniz kenarında, yanı başında bir tabanca ile ölü bulundu.
İntihar dediler.
Olabilir bir ihtimaldir.
Dün ise bir baba, kızının evinde silahı dayamış başına!
Dayamakla da kalmamış, çekmiş tetiği…
Yaşar, yaşamaz bilemem.
Bildiğim tek şey;
Hayat adına bu kadar umutlar dağıtılırken…
Güllük gülüstanlık bir memlekette yaşadığımız iddia edilirken…
Hayatının baharında bir genç kız.
Kızının evinde bir baba,
Sahi neden çeker tetiği?
Neden son vermek ister hayatına?
Sahi, niye acaba?