KONUYA girmeden önce sevgili dostum Osman Kara’nın (Namı diğer, İhtiyar) pazartesi gününden itibaren Gazete Gerçek kadrosuna katılacağını memnuniyetle paylaşmak isterim.
Epeydir mutabıktık zaten yazması konusunda…
Bazı şartların gerçekleşmesi beklendi.
Salı gecesi ortak dostumuz Romatem Yönetim Kurulu Üyesi Temel Uzlu dostumuzun davetinde bir araya geldiğimizde Genel Yayın Yönetmeni kardeşim Hayati Kaynar, ‘Artık beraber olabiliriz’ yorumuyla sevgili Osman Kara, Gazete Gerçek ailesine katılmış oldu.
Türk ve Osmanlı Tarihi ve Samsun’un sosyal-politik konularındaki engin bilgileriyle sayfalarımıza renk katacağından şüphem yok.
Kendisine, hoş geldin diyorum.
‘Pişti-Geçti-Gitti’ başlığına gelince onu Sözcü Gazetesi’nden aldım.
Çünkü hoşuma gitti.
Türkiye’de, siyaset anlayışının ne olduğunu…
Siyaset sahnesinde yer alanların ne kadar kıvrak manevralar çevirebilecek yetenekte olduklarını…
Siyasetin insanlarının, kendi ekonomi ve sosyalitesine kattığı gücün cazibesinin nasıl da katıldıklarını, 3 kelime ile anlatan bir başlıktı;
‘Pişti-Geçti-Gitti.’
Parlamentoya, CHP İzmir Milletvekili olarak giren Mehmet Ali Çelebi için atılmış bir başlık bu…
Kişilerin siyasi kimlik ve görüşlerine saygım var.
Hayat felsefe ve inanışları doğrultusunda her kişinin özgürce siyasi tarafını seçme hakkı da…
CHP Milletvekili seçildikten sonra tam 41 ay, Ergenekon Kumpası ile hapis yatan Çelebi daha sonra Memleket Partisi’ne katılıyor.
7 ay önce buradan ayrıldıktan sonra ne yapıyor dersiniz?
Çoğu sağ görüşlü insan tarafından çok uç bir deyimle, komünist olarak nitelendirilen CHP mensubu bir vekilken, oradan Muharrem İnce’nin partisine katılıyor.
Peki, bu yadırganıyor mu?
Elbette hayır.
Ne de olsa bir sol parti, Memleket Partisi.
Sonrası ise inanılmaz.
Partisindeyken yerden yere vurduğu AK Parti politikaları artık onun için savunulacak bir idol oluyor.
Övgü dolu sözlerle cilaladığı siyasal politikaları sayesinde AK Parti saflarına katılıyor.
Ne kendisiyle ilgileniyorum…
Ne siyasi tercihleri ve nereden nereye uçtuğuna!
Sadece Türk Siyaset Sahnesi’nin garipliğine.
Ve bu garipliğe önce küfür, sonra alkış tutanlara şaşırıyorum..
Bu sahnenin değişmeyen atraksiyonları yıllardır takip edip, alışkın olanlar ise bu olayı işte böyle yorumluyor;
PİŞTİ- GEÇTİ- GİTTİ!