BAYRAM bayram o da geldi..
Bir koşturmaca, bir telaş!..
Özellikle Arefe günleri milletin doymazlığına bayılıyorum..
Eller, poşetler lebe leb dolu..
Alışverişler eskisi gibi değil tabi..
Devir değişiyor..
Alışverişin, alınanın şekli de.
Hiç unutmam öyle günlerde rahmetli babam bizi kuyumcular arastasındaki bedestana götürürdü.
Kıyafetler orada bakılır.
Pantolon, gömlek, ayakkabı..
Her şey babanın zekine göre olurdu tabi.
Artık bunlar değişti..
Çocuklar da..
İstekleri ve beğenileri de..
Onların kafasındakilere uymayan bir şeyi almak mümkün değil tabi..
Hatırladığım Mecidiye caddesinde de uzun yıllar karşılıklı sergiler kuruldu..
Hani şu, “Seyyar”tabir edilen tarzdan.
Ama caddenin esnafı da buna uymuş ve yola kurulan seyyar tezgahlardan nasiplenmişti.
Hepsinin yeri belliydi.
Kimse kimsenin yerine bir tezgâh açamazdı.
Sonraları bu tezgâhlar ve sergiler bayram ertesilerine de sarkmaya başladı.
Köşe başları tutulmuş, birileri bu tezgahların yöneticisi olmuştu.
Bildiğiniz Seyyar Sektörü.
Daha da ötesi belki,
Seyyar mafyası..
Kulakları çınlasın dönemin Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, “Girilemez!”denilen Mecidiye’ye girmiş ve 45 dakikada caddeyi boydan boya temizlemişi..
Sonrasında simit tezgâhları ve ara sokaklarla, iş hanlarının önü ve girişlerinde de seyyar modelinin işlerlik kazandığını gördük.
Esnaf binlerce lira kira ve vergi öderken bu zevat onların vitrinlerinin önünde yıllarca işgalcilik yapıp, cirit attı..
Kimsede çıkıp, “Hop kardeşim sen devletine vergi veren esnafın önünü neden kapatıyorsun demedi, diyemedi.”
Hal böyle olunca ayakkabıcısı, simitçisi, elbisecisi, çakmakçı, dericisi, o su, bu su aldı yürüdü..
İşin tuhaf tarafı onları engelleme ve denetlemeyle görevli olanları akşamları seyyarın hazırladığı poşetlerle giderken gördü bu millet çoğu zaman..
Şimdi diyorsunuz ki,
Bugün bayram, bu adam bu kadar şeyi niye yazdı?..
Çiftlik caddesinde seyyarlar, görevli sivil memurlara saldırmışlar.
Hem de tokat, sopalı..
Kimse üstüne alınmasın.
Yıllarca uygunsuzluğa, yasağa, kuralsızlığa göz yumarsanız kaçınılmaz son budur.
Rüzgar eken, fırtına biçer..
Bazen de ekenlerin, biçenlerin yerine dayağı günahsızlar yer..