31 Mart yerel seçimleri daha bir hayli zaman konuşulacaktır.
Kazananlar…
Kaybedenler…
Ummadıkları sonuçlara muhatap olanlar.
Belki bizler için seçim anısı olarak kalacak ama sahnede yer alan siyasetçiler için iyi veya kötü birer anı olarak hayatlarının önemli bir bölümünde konuşulmaya devam edecektir.
Seçim boyunca birçok siyasetçiyle beraber olmak şansını yakaladım.
Birçoğu ile de belki yoğunlukları, belki umursamazlıkları nedeniyle bir araya gelemedim.
Benim için kayıp değil elbette.
Ama bir seçim sürecini nabzını bu kadar iyi tutabildiğim bir süreç yaşamadım.
Özellikle İlkadım ilçesinde seçim sonucuna etki edecek gelişmeleri çok öncesinden sezinlediğimi söyleyebilirim.
Hatta bu tespitlerimi benimle canlı yayına katılan mevcut başkan Sayın Erdoğan Tok ile paylaşmış ve;
"Bugüne kadar kemik AK Partili olarak tanıdığım ve kesseniz AK Parti'den başkasına oy vermeyecek bazı kişi ve kitlelerin bu seçimde İYİ Parti Adayı Necattin Demirtaş'a destek vereceklerini görüyorum. Bu konuda bir çalışma yapacak mısınız" diye sorduğumda.
Sayın Yok, "Bende duyuyorum. Bazı tespitlerim var, onların gönlünü yeniden kazanmaya çalışacağım"demişti.
Sonuca baktığımızda hiç de boş bir tespit olmadığını ve seçimin kaderini etkileyecek bir gelişmeye neden olduğunu görüyoruz.
Aynı şekilde Atakum içinde Gazete Gerçek’teki köşemde, “Başkan İshak Taşçı'ya yakın olduğunu söyleyen eski belediye meclis üyesi veya teşkilatlarda görev yapmış bazı partililerin Zihni Şahin'in aday olmasına karşı çıktıklarını ve oy vermeyeceklerini" yazmıştım.
Sayın İshak Taşçı bu konuda beni aramış ve konuda sohbet etmiştik.
Kendisine göstermiş olduğu liyakatın takdire değer olduğunu ve Zihni Şahin'e verdiği desteğin farkında olduğumu söylemiş ve ertesi gün bu anlamda bir yazı daha yazmıştım.
Hatta benimle bu kanaatlerini paylaşanlar, "Keşke Şahin'i aday yapana kadar Adem Bektaş'ı aday yapsalardı" dediklerini de hem yazımda hem de canlı yayında zikretmiştim.
Atakum'da hasıl olan sonuç bu tespitin hiçte boş olmadığının en önemli göstergesi.
Yanlış anlaşılmasın"Nasıl ben dememiş miydim" gibi bir ruh haliyle yazmıyorum bunları.
Yaşım itibariyle birçok seçim yaşadım.
Çoğu anılarımda yitirilmiş seçimler olarak kaldı.
Hiçbirisinde bu kadar isabet tutturduğumu hatırlamıyorum.
Hatta yakınımdaki arkadaşlarıma, "Bu seçimin galibi benim. Dörtte dört isabet kaydettim" diyecek kadar da ileri gidiyorum.
Her şeyi bir kenara bırakın bu kente yıllarını vermiş bir arkadaşınızı kardeşiniz olarak dağarcığımızdakilere kulak asanlar da oluyor.
"Kıs kıs" gülenlerde…
Ama her sabahın bir akşamı olmasını engelleyemiyorsunuz.
Aynı şekilde gerçeklerin tecellisini de.
Siyaset asla bir sır değil.
Adayı, etrafını, oy verecekleri bir potaya koyduğunuzda doğruya ulaşmanız zor olmuyor.
Zor olan sıkılan her eli, gülen her yüzü oy olarak gören siyasetçilerin kolaycılığı...