ATATÜRK’ÜN KENTİ Samsun’un çocuğuyum demek açık söyleyeyim içimi buruyor.
Zira Atatürk sağ olup, bıraktığı mirasa sahip çıkmayan bu kentin halini görse sanırım savaş meydanlarında bıraktığı yüz binlerce şehidi hatırlar, kahrederdi.
Ona yakışır bir hali bugün ne yaşayabiliyor…
Ne de geleceğe gururla bakabileceğimiz bir maziyi sunabiliyoruz.
Onu anmak artık bir mesele oldu.
Onu hatırlamak ve hatırlatmak yürek işi.
16 Mayıs’ta Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatmak için o derme çatma tekne ile çıktığı yolda düşüncesi;
Bugünkü Samsun görüntüsü değildi herhalde.
Böyle olacağını bilse asla bu kentin sahillerine dümenini kırdırmazdı Bandırma Vapuru’nun…
Ne bıraktığı Cumhuriyet’in çocukları çoğunlukta…
Ne de bu ülkenin gençlerine armağan ettiği bayram eski tadında.
Anıt’a gitmek artık lüks!
Onu anmak, uğruna törenler düzenlemek lüksten de öte oldu.
Çünkü ne bayram bizim bildiğimiz 19 Mayıs Bayramı…
Ne de kutlamalar, o günün şanına uygun temsil ve tören edebiyatı…
Adını bile anmaz oldular Atam…
Hatta senin olduğun yerden köşe bucak kaçmak moda oldu.
Bugün sahip oldukları her şeyi sayende elde ettiğini unuttu bu millet.
Sıradan bir gün edasında 19 Mayıslar…
Sanki alelade bir gün!
Sanki silah zoruyla hatırlanan bir ecdat hatırası…
Oysa yıllar öncesi nasıl da kutlardık.
Ama o zaman, devlet vardı devlet.
Ve bize o bayramı hatırlatan devletin valisi vardı.
Samsun’un eski valilerinden Sayın İlyas Aksoy ve muhterem eşi Olcay Aksoy dönemlerinde doya doya yaşatmışlardı bize 19 Mayıs’ı ve atalarımızız miras bıraktığı her yadigar günü…
Balolar vardı.
Törenler vardı.
Resmi geçitler vardı.
Anmalar vardı.
Saygıdeğer Aksoylar sonrası hiçbiri kalmadı.
Son 19 Mayıs.
Son bayram bu şehirde,
Sayın Samsun Valisi İlyas Aksoy ve eşi Olcay Aksoy’la yaşandı ve
Mazide kaldı.