BUGÜN sizlerle hafta sonu için gerçek bir yaşam hikayesini paylaşmak istiyorum.
Hepimizin hayatında bir takım zorluklar olmuştur mutlaka.
Kimimiz direnir, yenmeye çalışır…
Kimimiz küser hayatı kendine zehir eder.
Ve her birimiz kendi yaşadıklarımızı hayatımızın en zor anları diye düşünür ve neredeyse yaşamdan vazgeçmeye bile çalışırız.
Birçoğunuz biliyor ve izlemiş olabilirsiniz ama bir kez de ben paylaşayım, belki o zaman hayatın en çok size haksızlık ettiği fikrinden uzaklaşırsınız.
Gelin şimdi olayın kahramanının hayat hikâyesini bir kez de beraber dinleyelim.
“NİKİ VUJİCİC, 1992 yılında bacakları ve kolları olmayan bir bebek olarak dünyaya geldi. Herkes normal bir yaşam yaşayamayacağını düşündü ama Nick’in serüveni bugün milyonlara ilham oluyor.
Nick dünyaya geldiği sırada ebeveynleri ve doktorlar şaşkındı.
Annem “Götürün görmek istemiyorum” diye feryat etti, Babam, “Oğlumuz çok güzel” diye annemi teselli etti.
Hastaneden taburcu edildikten sonra annemin durumu kabullenmesi dört ay sürdü.
Çocukluğu hiç kolay olmadı. Psikolojik v fiziksel sıkıntılar çekti. Bir şekilde yazı yazmaya ve yürümeye çalıştı. Arkadaşları dış görünüşü nedeniyle onunla hep dalga geçti.
“Ailem onları görmezden gelmemi söyledi. Farklı olmak istemiyordum. Tıpkı kolları ve bacakları olan herkes gibi normal bir hayat yaşamak istiyordum.”
Nick 10 yaşına geldiğinde intihara teşebbüs etti.
“Hayatın hiçbir anlamı yoktu. Aileme hep yük olacaktım ve asla evlenemeyecektim.”
Ailesi ona şunları söyledi: “Denemeden neler başarabileceğini bilemezsin.”
Onların tavsiyesini dinledi. Yüzmeyi, balık tutmayı, sörf yapmayı ve kayak yapmayı öğrendi. Ayrıca golf oynayıp, bateride çalıyor. Karşılaştığı bütün güçlükleri yeniyordu.
30 yaşındayken hayatının aşkıyla evlendi. Bugün 4 çocuğu var.
İnsanlara uzuvları olmasa bile hayallerini gerçekleştirebileceklerini gösterdi.
Kolları ve bacakları olmayan bir başka çocukla tanışınca hayatı değişti.
Tecrübelerini paylaştılar ve Nick ona yardım etmeye başladı.
İşte o zaman yaşam amacının başkalarına yardım etmek olduğunu anladı.
19 yaşındayken motivasyon konuşmaları yapmaya başladı.
“Sahip olamadıklarım için Tanrı’ya öfkelenmek yerine sahip olduklarım için teşekkür ettim.”
Yaşamı boyunca kendi hayatından edindiği tecrübeleri şimdi diğerlerine aktarıyor.
Milyonlarca insana ilham oluyor.
Zorlukların üstesinden gelebilmek için sahip olamadıklarınızı düşünmek yerine sahip olduklarınıza odaklanın.
“Mucize gerçekleşmiyorsa kendiniz mucize olun.”
Akran zorbalığı hakkında kampanyalar düzenliyor.
“Hayatımda birçok şeyin faklı olmasını istedim. Birilerinin mucizesi olma duygusu beni hayatta tutan tek şey.”
Ve insanlara ve hayata verdiği en önemli mesaj;
“NASIL DOĞARSANIZ DOĞUN, HERŞEYİ BAŞARABİLİRSİNİZ.”
İyi hafta sonları…