2023 yılını geride bıraktık ama 2023'e ilişkin istatistiki veriler peşi peşine açıklanıyor.
2023'ün son günlerinde Akademik Özgürlük Endeksi 2023 raporu da açıklandı. Buna göre Türkiye 179 ülke arasında 166. sırada yer aldı.
Raporun en acı bölümü ne biliyor musunuz; Türkiye'nin, uluslararası kuruluşlar tarafından ağır insan hakları ihlalleri ve özgürlük kısıtlamaları suçlamasına maruz kalan Kuzey Kore, Belarus ve Türkmenistan ile aynı grupta yer alması.
Türkiye’nin Akademik Özgürlükler Endeks puanının 2012-2022 arasında 0,43’ten 0,08’e düşmesi son 10 yılda özgürlük seviyesinin hızlı şekilde gerilediğine işaret ediyor.
Buna göre Türkiye “en kötü yüzde 10” grubunda yer alıyor. Bu grup akademik özgürlüklerin en çok kısıtlandığı ülkeleri gösteriyor. Bu grupta puan sıralamasına göre şu ülkeler yer alıyor: Küba, Ruanda, Mısır, Türkiye, İran, Nikaragua, Çin, Suudi Arabistan, Güney Sudan, Ekvator Ginesi, Bahreyn, Suriye, Belarus, Türkmenistan, Eritre, Myanmar, Kuzey Kore.
2023 yılına ilişkin endeksler ve raporlar sadece bunlarla da sınırlı değil. Hukuka saygı konusundaki endekslerde de, dünya sıralamasında sürekli geriye gidiyoruz.
Örneğin Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 2015sylında 87'nci sıradayken şimdi ise inanılmaz bir gerişe gidişle, 179 ülke içerisinde 117'nci sıraya kadar gerilemiş durumdayız.
Diğer endekslerdeki sıralamalarımız da bundan farklı değil. Türkiye, Kamu Gücünün Sınırları Endeksi'nde 137, Yolsuzluk Endeksi'nde 77, Kamu Kesimi Şeffaflık Endeksi'nde 107, Temel Haklar Endeksi'nde 133, Kamu Düzeni ve Güvenlik Endeksi'nde 75, Düzenleyici Yaptırım Endeksi'nde 116, Hukuki Adalet Endeksi'nde 119, Ceza Adaleti Endeksi'nde ise 107'nci sırada yer alıyor.
Bu endeksler, Türkiye'nin dışarıdan nasıl göründüğünün de sayısal bir ifadesi. Böyle bir ortamda bırakın ekonomiyi, ülke içinde de sosyal yaşamı kalıcı olarak toparlamak mümkün değil.
Bakın bugün Türkiye'de 20 bin aile sosyal yardıma muhtaç durumda. Adil, sosyal, bir hukuk devleti diye lanse edilen bir ülkede halkının bir kısmı açlık mücadelesi vermez, gelir dağılımında adaletsizlik olmaz, hak, hukuk, adalet gözetilir ve kimseye haksızlık yapılmaz. Kamu kaynakları tüm vatandaşlarının çıkarları için kullanılır ve vatandaşlarının refahı önceliklidir.
Pekii her şeye rağmen ekonomide işler söylendiği gibi yolunda gider mi? TBMM'de kabul edilen 2024 Bütçe Kanunu'nda giderler 11 trilyon 89 milyar TL, gelirler 8 trilyon 437 milyar TL olarak belirlendi.
Buna göre iç ve dış borçlanmayla karşılanacak bütçe açığı 2 trilyon 655 milyar TL. 2023 yılının beklenen bütçe açığı 659 milyar TL olduğuna göre, bütçe açığı 2024'de yaklaşık 2 trilyon TL artmış ya da 2023'ün 4 katına yükselmiş olacak. Bu da bize maliye politikasının son derecede gevşek olacağını gösteriyor.
İktisatçılar diyor ki para politikasını sıkılaştırıp, maliye politikasını gevşeterek enflasyonu düşürmek mümkün değil. Para politikası enflasyona, maliye politikası büyümeye ayarlı yürütülürse ikisinden de beklenen sonuç alınamaz.
Bu görünümle 2024'te, baz etkisiyle ortaya çıkacak geçici düşüşler dışında, yüksek enflasyonun devam etmesinin kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz.