Samsun'da yıllardır hedeflenmesine rağmen (benim bildiğim en az 10 yıl var) bu yıl ancak 1 milyar 58 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşılabildi.
Kentin iş dünyasının başında bulunan Salih Zeki Murzioğlu ise bir başka sevinçli. Basına açıklama üzerine açıklama yapıyor. Neymiş; ‘2023 yılında ulaşılması planlanan 1 milyar dolarlık ihracat hedefinin de üzerine çıkılmış.’
Hani bilmesem, takip etmiyor olsam 'vallahi bravo!' deyip ayakta alkışlayacağım.
Anlaşılan Sayın Murzioğlu'nun, başında bulunduğu odanın ilan ettiği '2023 Samsun İhracat Stratejisi' raporundan bile haberi yok.
Odanın resmi internet sitesinde yayınlanan o rapora bir baksın bakalım, ne diyormuş? Ben söyleyeyim; "Samsun'un 2015 yılında ihracat hedefi 1 milyar dolardır" diyor.
Yetmemiş, 2019 yılı ihracat hedefini de koymuşlar. O da tamı tamına "3 milyar dolar."
2023 yılı için hedefi daha da büyütmüşler; '6 milyar dolar ihracat yapılacak' demişler.
Bu hedefleri ben, sen, o değil, bu kentin patronları koymuşlar; bir güzel de önsözlerini yazıp, imzalarını atıp, kamuoyuna da duyurmuşlar.
Yıl olmuş 2021; 2015 yılında tutturulması gereken 1 milyar dolar ihracat hedefini ancak 6 yıl sonra gerçekleştirebilmişiz ama başkan, neredeyse zil takıp oynayacak.
Bu da yetmemiş, önceki günlerde yeni hedefleri ve stratejileri belirlemek için bir araya gelmişler.
İnsana sorarlar “Siz önce bir önceki stratejik raporun özeleştirisini yaptınız mı? 2015 yılındaki hedef neden 6 yıl sonra gerçekleştirilebildi sorgulayıp, düşündünüz mü?” diye.
Eksiklikler neler?
Onca altyapı yatırımına rağmen Samsun, neden ihracatta hedeflediği başarıyı elde edemiyor açıklayabildiniz mi?
Bu durumun sorumlusu kim?
İş dünyasının hangi beklentileri karşılanamadı da bu hedefler 2015'te gerçekleştirilemedi de 1 milyar dolarlık ihracat hedefi, 2021'e sarktı, ortaya koydunuz mu?
Her şeye kafa sallayıp olumlamak mıdır bir sivil toplum örgütünün görevi?
Bunların hiçbirisi yapılmamış, yeni bir stratejik plan için yeniden masaya oturmuşlar.
Yapsınlar yapmasına da bu planlar neden sürekli kağıt üstünde kalıyor, 'Sanal planlar'dan öteye geçemiyor, bunun cevabını verebilecek cesur bir işadamı yok mu bu kentte?
Böyle giderse, daha çoook yıllar bu gemi limana varmakta gecikir. Benden söylemesi!
***
Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti olarak önceki gün, Samsun Valisi Dr. Zülkif Dağlı'yı makamında ziyaret ettik.
Konu döndü dolaştı, ekmek fiyatlarına geldi.
Bildiğiniz gibi Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), ekmek fiyatlarını dengelemek ve vatandaşa ucuz ekmek yedirmek için un fabrikalarına verdiği buğday fiyatlarında sübvansiyon uyguluyor. Yani destekliyor.
TMO, tonunu 350 dolardan yurtdışından aldığı buğdayı un fabrikalarına “fırınlara uygun fiyata vermek karşılığında” taahhütlü olarak 2.650 TL’den veriyor. Bu yaklaşık yüzde 70’lik bir destek demek ki un için çok büyük rakam.
Ancak iddiaya göre bazı uyanık un fabrikaları, yaklaşık 195 TL’den fırınlara vermesi gereken un çuvalının faturasını bu bedelden kesip, çuval başına 50 TL gibi bir parayı da elden alıyorlarmış.
Bu şikayetler üzerine Vali Dağlı da uncuları toplayıp, haksız menfaate dayalı hiçbir davranışa izin verilmeyeceğini söylemiş.
Öyle görünüyor ki uyanıklık yapmak isteyenleri 'şimdilik' kibar bir dille uyarmış.
Aslında un konusunda sıkıntı büyük.
Buğday üretimi yeterli olmadığı için, un sektörü tamamen dışa bağımlı.
Bakın sadece bu yılın ilk 9 ayında Samsun'da, toplam 774 milyon 300 bin dolarlık ithalat (dışalım) yapıldı.
Bunun 160 milyon 560 bin dolarlık bölümü ise buğday ithalatı.
Bunun karşılığında 88 milyon dolar buğday gluteni, 2 milyon 561 bin dolar seviyesinde ise hububat ihraç etmişiz.
Yani ithal edilen buğday, un haline getirilip daha çok iç pazara sevkedilmiş.
Bunun anlamı; yurtdışından özellikle de Rusya'dan buğday ithal etmesek soframıza ekmek koyamayacağız. Durum o derece kötü.
Üretim yok, ithalat patlama yapmış, bir de başımızda sektördeki uyanıklar çıktı.
Demem o ki milletin ekmeği ile kim oynuyorsa, biletini kesmek gerek!