Okumadığım kitabı kaldı mı, sanmam. İnce Memed ile başlamıştı hiç doyamadığım Yaşar Kemal romanlarını okuma serüvenim…
Doğa ile insanın sarmaş dolaş şiirleşmesi miydi yoksa bu toprakların gayri resmi tarihi miydi? İnce Memed hem Homeros şiiri gibiydi hem Anadolu'nun o yanık türküleriydi. Bir proliter destanı mıydı yoksa bir serüven romanı mı? Kim ne derse desin bu kadim milletin toplumsal bir belgesiydi İnce Memed.
Sonra Demirciler Çarşısı Cinayeti geldi. "Akçasazın Ağaları" üçlüsünün birinci kitabıydı. Çukurovalı iki büyük ailenin sürüp giden kan davasını anlatan bu kitapta, Türkiye'de feodal düzenin can çekişmesine ve tükenişine şahit olduk.
‘Kanın Sesi’nde ise yaşamları özlemler içinde geçen, hep düşler ardında koşan çocuklarla tanıştık.
Sadece Çukurova'yı oraların feodal yapısını, bir türlü bitmek bilmeyen acımasız ve kalleş ağalarını anlatmadı Yaşar Kemal. Karadeniz'e de döndü yüzünü. 'Al Gözüm Seyreyle Salih'de 1970'ler Türkiye'sinde küçük bir Karadeniz kasabasında insanları, balıkçıları, kaçakçıları, bez dokuyan kadınları, on iki yaşındaki bir çocuk olan Salih'in gözüyle anlattı tüm dünyaya.
Yaralı bir martıya duyduğu sevgiyle onu iyi etmek için verdiği çabaya biz de ortak olduk. Onunla birlikte çalmadığımız kapı kalmadı ama her seferinde martıların yaralarının iyileşmediği, kemiklerinin kaynamadığı söylendiğinde biz de kahrolduk.
Teneke'de ise yine bir Anadolu kasabasında, çeltikçi ağaların yönetmeliklere karşı gelerek ektikleri çeltiğin sıtmaya neden olması yüzünden idealist ve genç kaymakamın ağalarla mücadelesine tanık olduk. Ancak Kaymakam'ın kasabadan, ardından teneke çalınarak sürülmesiyle, idealizmin baskın güce yenilgisi karşısında öfke kapladı yüreğimizi.
91 yıllık yaşamına sayısız roman, şiir, hikaye, çocuk romanı, söyleşi, makale, derleme ve röportaj sığdırmış ayrıca bütün bunlarla beraber birçok ödüle layık görülmüş bir yazar, şair, senarist, aktivist ve gazetecidir Yaşar Kemal.
Keşke bu ülkede herkes Yaşar Kemal'in kitaplarını okusa. Bir röportajında Yaşar Kemal diyor ki; "Benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İnsanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.
Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar..."
Dün büyük yazar Yaşar Kemal'in ölüm yıldönümüydü. İlk gençlik yıllarımda kitaplarıyla büyüdüğüm Yaşar Kemal'i ben de özlemle ve saygıyla anmak istedim bu küçük köşemde.. Yaşar Kemal aramızdan ayrıldı diyemiyorum çünkü Anadolu'nun kültürünün harmanlandığı, Çukurova'daki efsanelerle yoğrulmuş yiğitlikleri, aşkları ve büyük insanlığı anlattığı eserleriyle hala bizimle beraber çünkü Yaşar Kemal.
Anısına saygıyla!
***
REZERVLERDE ERİME SÜRÜYOR: Merkez Bankası'nın (TCMB) brüt rezervlerinde yılın başından bu yana etkisini gösteren düşüş ivmesi devam etti. TCMB verilerine göre brüt rezervler 16 Şubat haftasında 134,2 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta rezervler 134,9 milyar dolar düzeyindeydi. Net rezervlerde de aynı haftada düşüş görüldü.
KUR KORUMALI MEVDUAT: Öte yandan kur korumalı TL mevduat (KKM) ve katılma hesaplarındaki tutar düşüşü sürerken; KKM hesapları geçen hafta 24,5 milyar TL düşüşle 2,34 trilyon TL oldu.
TÜKETİCİ KREDİLERİ ZİRVEDE: Kredi büyümesindeki artış ivmesi devam ediyor. Kur etkisinden arındırılmış, 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyümesi 16 Şubat haftası itibariyle yüzde 28'e ulaştı. Tüketici kredilerinde trend büyüme yüzde 24,74 ile ağustos ayından bu yana en hızlı büyüme oldu.