Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararı, gerçekten de sürpriz oldu.
Merkez Bankas bu sürpriz kararla dün, politika faizini yüzde 13’e indirdi.
Faiz indirimine ilişkin gerekçe ise üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin, iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret etmesi.
Bu karar hükümetin yüksek enflasyonla büyüme politikasına Merkez'den de bir itirazı olmadığının ve desteklemeye devam ettiğinin de güçlü bir göstergesi.
Yani Merkez Bankası şu anda yüzde 80'lere dayanmış durumdaki enflasyonu, hayat pahalılığını ikinci planda düşünüyor.
Muhtemelen öncü göstergeler, yılın üçüncü çeyreğinde ekonomik büyümede ciddi bir düşüş olacağına işaret ediyor. Merkez Bankası da bu nedenle önceliği büyümeye vermiş durumda. Faiz indirimine giderek de bunu açık açık söylüyor.
Peki ya enflasyon ne olacak?
Yani benim sizin gibi sabit gelirinden başka hiçbir geçim imkanı olmayan vatandaşların durumu ne olacak?
Bu karar gösteriyor ki, enflasyon daha da yükselecek. Mutfakta yangın daha da şiddetlenecek.
Çünkü Merkez Bankası, enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarını sorumlu buluyor.
Nevi şahsına münhasır ekonomi modelimiz olan 'faiz sebep, enflasyon sonuç' politikasının
fiyat istikrarı/sızlığına yol açtığı gerçeğinden çok, Rusya Ukrayna arasındaki savaşın bitmesiyle bu enflasyonun düşeceği gibi 'tirajıkomik' bir anlayışla hareket ediyor.
İşin daha da kötüsü dünya ekonomisi açısından, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı da olduğu gibi yerinde duruyor.
Yani büyümeye dayalı ekonomi modeliniz her an çökebilir de..
Faizdeki yüzde 13 düşüş kararını, finansal açıdan değerlendirdiğinizde ise, anlamsız bir durumla karşı karşıyasınız. Çünkü kredi faizlerine ilişkin sıkılaştırıcı faiz dışı tedbirlerin yanı sıra, bankaların uyguladığı yüksek faizler halen devam ediyor. Merkez Bankası ve banka kredi faizi arasındaki makas açıldıkça açılıyor.
Bunun anlamı, bankalar karlarına daha büyük karlar ekliyorlar. Ama bankaların yüksek faizleri nedeniyle, kredi yoluyla borçlanan vatandaşlar, ağır faiz yükü altında inim inim inliyorlar.
Öte yandan Kur korumalı mevduatta Temmuz ayı Hazine ödemeleri 23,3 milyar TL gerçekleşti. TCMB'den ödenen (veya biriken) de tahminen 35 milyar TL civarında para çıktı.
$/TL kuru TCMB anketindeki gibi yıl sonunda 19,65 olursa, KKM'nin kamuya maliyetinin 300 milyar TL'yi geçeceği tahmin ediliyor.
Bu da en iyimser hesapla, milli gelirin yüzde 2'sine denk geliyor.
Oysa ki, KKM için 5 ayda ödenen 60 milyar TL ile 6 milyon yoksula 5 ay boyunca ayda 2 bin TL'lik çek dağıtılabilirdi.
Yine KKM için 5 ayda ödenen 60 milyar TL ile tarıma destek verilebilir miydi? Tabi ki evet.
Sonuç olarak; Merkez Bankası politika faizini yüzde 13'e indirdi, hiper enflasyonla yaşamaya devam.
Halen marketten her çıkan elindeki fişe ve torbaya bakıp "ben ne aldım" diye şaşkınlıkla bakıyordu ya, bundan sonra markete girip, o ürünleri de alabilirse ne ala!