BAYILIRIM bu söze…
Çok şey anlatır.
Çok şey ifade eder.
Tabii anlamak isteyene...
Seçim sandığı kuruldu ya!
Bilmediğimiz, duymadığımız ne aslanlar türedi.
Aslında ne kadar Samsun sevgisiyle doluymuşlar da biz bilmiyor muşuz!
Siz farkında mısınız bilmem ama Ankara’da yaşayanlar nedense taşraya geldiklerinde el üstünde tutulmak ve öyle görülmek isterler.
Çünkü Samsun’da kafası çalışan kimseler yoktur!
Bu kenti tanımaz, bilmez Samsun’da yaşayanlar…
Bilseler, tanısalar da gereken donanıma, bilgiye, beceriye sahip değildirler.
Temsil kabiliyetleri yoktur!
Proje üretemezler!
Ağızları laf yapmaz!
Hiçbir şeye de hiçbir makama da layık değildirler!
Onun için suyun başında bir şekilde yer tutmuş olanlar, seçim sandığı ortaya konduğunda tepeden inme bu kenti temsil hakkını alabileceklerini zannederler.
Eh, bu şehrin kaderidir.
Zaman gelir, bizden bir şey olmayacağına inanan bazı ağabeyler her zamanki gibi Ankara’dan gelir!
KULLANILMAYA KARŞIYIM
HEPİMİZ iyi, kötü bu kentte bir şeyler yapmaya, üretmeye çalıştık.
Bileklerimizin hakkıyla da söz sahibi olduk.
Dinlenir olduk.
Sevgi, saygı gördük.
Kent dışında yaşayıp, Samsunla ilgili söz sahibi olduklarını düşünenler, bunun farkında olup, kendilerini ön plana çıkartmaya, toplum gündemine gelen her görev için öncelikli olmaya bayılırlar.
Bunun içinde yerelde sözü dinlenen, sayılan insanlarla iletişim içinde olmaya çalışırlar.
İyi niyetle kabul edilen bu iletişim ve ilişki isteği, ne yazık ki sonrasında yereldeki saygınlığınızın ve söz hakkınızın kullanılması talebine uzanan yola açılır.
Ben buna, kullanılmaya karşıyım.
Hiç kimse kusura bakmasın.
Özellikle STK’lar kullanılarak kent hakkında söz sahibi olmaya çalışanlar emellerine ancak marifetleri, maharetleri ölçüsünde sahip olabilirler.
Hele hele maddi tavırlarla yapılan yaklaşımlar, başkasını bilmem bende infial yaratır.
Ters teper.
Kabul etmem.
Kendimi, geçmişimi, edinimlerimi kullandırtmam.