GEÇENLERDE yazayım, derdimizi bir anlatayım istedim..
Zira konuyu bir gazete haberi yapmak istemedi yazı işleri..
Zira direkt gazetenin ve komşularının da muhatap olduğu bir nasıl söyleyeyim, aymazlık..
Aymazlıktan da öte umursamazlık..
Gazetede sohbet ederken komşuluk münasebetiyle haber yapılmasının düşünülmediğinin zikredilmesi üzerine ben üzerime vazife edindim.
‘Bırakın ben yazayım belki konuyla ilgilenen biri çıkar’ dedim..
Efendim Gazete Gerçek’in ana bürosu ve matbaası, Toybelen mahallesinde, Ankara karayolunun hemen kenarında..
İki önemli kargo şirketiyle de komşu..
Bir başka komşusu daha var;
Kalyoncu Nakliyat..
Önemli bir kuruluş.
Bayağı da gelişmiş ve tekamül etmiş bir sistemleri ve yerleşkeleri var..
Onlarca TIR ve dorsesi hem garajlarında hem de dışarıda park ediyor..
Dışarı dediğim, hem Ankara yoluna paralel yapılmış toplama yolu üzeri, hem de onu dik kesen ara yol ve depolarına paralel ara yol..
Bütün bu yollarda bu şirketin kendi depo alanları varken,TIR’ları ve dorseleri park etmiş durumda..
Açık söyleyeyim bu durumun yasal olup, olmadığını bilmiyorum..
Yasalsa ve bir şirket ev ona ait araçlar civardaki tüm yolları park gibi kullanma şansına ve hakkına sahipse diyecek bir şeyim yok.
Ama bu park işini yasal ve bir nizama oturtulmuş ve disipline edilmiş şekilde yapmak zorundaysa,
O zaman ortaya çıkardıkları görüntü yasal değil.
En azından bir görüntü kirliliğine ve yol işgaline neden oluyorlar..
Bu da bir şekilde rahatsızlık yaratıyor, diye yazmıştım..
Ama ben yazıp, ben okumak mecburiyetindeymişim ki, durumu üstüne vazife edinip, ilgilenen bir kişi veya kuruluş çıkmadı..
Güçlü bir kuruluş olup, bulaşmak istemediklerinden mi?.
Yoksa ilgilenmesi gereken birden fazla kuruluşun topu birbirlerine bırakmalarından mı kaynaklandı,
İşte onu da bilemiyorum.
Bilemediğim bir başka şey daha var ki, o da;
Bu olayı disipline etme görevini kim üstlenecek?..
Ya da, üstlenir mi?..