SEÇİMLERDEN sonra geleneksel hale gelmiş bir tartışmadır.
Aldın!
Almadım!
Çıkardın!
Çıkarmadım!
Mevzu işe alımlar veya iş akdi fesih edilenlerdir.
Eskiler suçlarken…
Yeniler savunmaya geçer.
Senaryo bize hiç yabancı değildir.
Her beş yıl sonrası ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelir zira…
Konu belediyeler gerçi ama az şöyle bir kenara koyun.
Paranız var araba alacaksınız.
Arabanın markasını, rengini bana mı soracaksınız!
Paranız var ev alacaksınız…
Hangi muhitte, kaç metrekare olacağını bana mı soracaksınız!
İş kuracaksınız…
Kaç kişi, kimi çalıştıracağınızı bana mı soracaksınız!
Gerçi bu sizin paranız, sıra devlet parasına gelince elbette keyfine göre harcayamaz, sarf edemezsiniz!
Devletin menfaatlerini gözeterek liyakatli, işe uygun, ihtisas ve ahlak sahibi insanları seçebilirsiniz.
Bunlar sizin yandaşlarınızda olabilir ama seçimleriniz öyle olmalıdır ki, ne işe aldığınızda ne de bir dönem sonrasında kimseler tartışamasın.
Bazı belediyelerde tercihlerin doğru yapılmadığını, kamu vicdanını rahatsız ettiğini bende söyleyebilirim.
Buna itirazım yok.
Şimdi yeni bir tartışma başlamış.
İlkadım Belediyesi Özel Kalem Müdürü Nevzat Özenç de bu tartışmanın içine düşmüş.
Suçlamalara karşı çıkıyor Özenç…
Kendini savunmaya geçmiş.
Bence yanlış yapıyor.
Tabii her şeyi doğru ve uygun tercihler şeklinde yapmışsa.
Elbette kendilerini destekleyen emekçilerine sahip çıkacaklar.
Elbette onlara öncelik verecekler.
Elbette bankamatik memuru gibi çalışan ve işlerini savsaklayanları işten çıkartacaklar.
Bırakın kim ne derse desin.
İstediği kadar eleştirsin
Şayet işe aldıklarınız hakikaten işlerine uygun ve verimli çalışacak insanlarsa.
Yarın size ve kurumunuza dair bir rahatsızlık yaratmayacaklarsa.
Neden rahatsızlık duyasınız ki?
Bu sözüm tüm diğer belediyeler için geçerli.
Ben olsam, doğru yaptığıma inanıyorsam kimin ne dediğine değil,
İşimi yapmaya ve mesai arkadaşlarımın işlerini doğru yapmalarını takibe nefes harcarım.
Siz de öyle yapın!