Bu seçimi tek cümle ile anlat deseler şunu söylerdim:
"Konuşulmadan kaldı bazı şeyler ama konuşulmuş kadar oldu!"
Bunları yazdığım için eleştirilere maruz kalabilirim ama bunu ben dahil hepimiz hissediyoruz ama söylemiyoruz.
Bize oy verenlerin beklentisi; eleştirmeyi muhalefet sayan bir zihniyet değil artık. İktidarı değiştirebilen muhalefet yapmamız lazım.
Muhalefet vekillerimize bakıyorum; iktidarın yaptığı yanlışları ve eksikleri söylüyorlar!
Doğru da yapıyorlar ama atladığımız daha doğrusu fark etmediğimiz bir nokta var.
Artık insanlar neyin doğru, neyin yanlış ya da neyin gerçek veya yalan olduğuyla ilgilenmiyor. Yani insanlarımız artık neyi duymak istediklerini değil, kimden duymak istediklerini seçiyor.
Ne kadar doğru ve gerçek muhalefet yaparsanız yapın, söyleyen doğru insanı bulmadıkça ne söylediğimiz artık toplumda anlam kazanmıyor.
Peki, nerde yanlış yapıyoruz?
Eleştirebilen mi, değiştirebilen mi olacağız?
Yıllardır beklediğimiz ve herkese kabul ettirdiğimiz genel başkanımızın adaylığı kesinleşmişken, CHP milletvekili aday listeleri kesinleşeceği gün CHP’li kurmaylar neden yumruk yumruğa kavga ettiler? Genel başkanımızın adaylığı için kavga etmeyenler, milletvekili listeleri yapılırken neden birbirlerinin üstüne yürüdüler?
Biz aday adayları Tayyip Erdoğan sonrasına için hazırlık yapıyor iken, genel merkezimiz Kılıçdaroğlu sonrası için hazırlık yapıyorlarmış ve yaptıkları listeler açıklandığı gün kazanacağımız seçimi kaybedeceğimizi anladık.
Genel merkezde Kılıçdaroğlu sonrası olan hazırlık ağır basmıştı. Bunu biz değil, parlamentodaki sandalye sayımız söyledi. Seçimi kaybettik!
Şampiyon olamadıysak kaç gol attığımızın, kaç maçta galip geldiğimizin önemi yok. Rakiplerimize göre kadrolarımızı yeniden yapmalıyız. İktidarın değişmesini isteyen bu seçim 25 milyon oy veren herkesin bize bir mesajı vardı. İktidarı değiştirmek istiyorsanız önce siz değişmelisiniz mesajı idi ve mahalle delegesinden yönetim kademesine kadar yenilenmesi sesine kulak veren CHP merkezinin kurultay kararını doğru buluyorum.
Parti içinde bazılarımız acı ve his duygularını kaybetmiş gibi ve hiç kaybettiğimiz seçimlere girilmemiş gibi hissedebilir ve davranabilir. Hatırlatalım nasıl bir duygudur;
Takımda kaleciden forvetine herkes şunu düşünebilir. "Ben yoksam takım da yok" diyebilir ama çok az taraftar oyuncunun iyi oynayıp oynamadığı ile ilgilenir, amaç kazanmaksa iyi oynayan bir iki kişiyi izlemekten kimse zevk almaz ve o oyuncu seyirciye acı içinde izletir.
Futbolu sevmeyenler için başka bir açıklama yapayım. Çocuğunuz size göre çok çalışıyor ama üniversite sınavını kazanamıyor ve yerleşemiyor. Arkadaşları güle oynaya üniversiteye giderken sizinki yine bir sonraki sınava hazırlanacak ve bu kaçıncı sınavı unuttunuz bile?
Nasıl bir acı çekiyorsanız biz CHP'liler de aynı acıyı yaşadık, yaşıyoruz. Partide inisiyatif alıp bu seçime listeleri hazırlayan herkes bu hissi yaşarsa bizi anlar, yoksa herkes olduğu yerde memnun ise kimse ses çıkarmaz.
Gençler demişken; en çok gençlere üzülüyorum. Sandık görevlisi olan binlerce genç, üniversite öğrencisi vb. gençlerimize üzüldüm.
Hepsi gelecekleri için ellerini taşın altına koydular ve resmi olarak seçimde görev alarak geleceğe taraf olarak başladılar ve hepsi kayıt altında. Lütfen, bu gençlerin hatırına oligarşik düşüncelerimizden vazgeçip değişime açık olmanızı istiyoruz. Bu gençlerin cesaretleri yıllar sonra kahramanlık öykülerinde anlatılacak ve sizde bu kahramanlık destanına katkıda bulunun ve gençlere yer açın.
CHP üyesi ve yöneticisiyken akademik hayatına devam eden ve profesör olan ilk ve tek CHP'li olarak şunu belirtmek isterim ki; kimse suçlu aramasın ve kimse kimseyi suçlamasın. Takım olarak kaybettik.
Sadece insanlar değil kurumlar da hastalanır. Virüs gibi, kanser gibi içinize girer ve direnciniz iyi ise temizler ve hastalığı yenersiniz. Ama direnciniz ve tedaviniz iyi değilse sizi virüs veya tümör yer bitirir. Dışarıdan tedavi almadan çok az hastalık kendi kendine iyileşir. O yüzden bize izin verin tedaviyi üstlenelim.
Yoksa şu örnek aklımızdan çıkmamalı.
MHP’den 2 tanesi parti olmak üzere 3 oluşum doğdu. İYİ Parti, Zafer Partisi ve Sinan Oğan. Üçü de bu seçimde kilit rol aldılar. Değişim olmazsa, yeni partilerin doğum sancılarını çekeceğiz.
Saygıyla kalın.