Eski zamanlarda köylerde bir soba etrafında toplanıp sohbet ederlermiş.
Sobanın yanma sesi eşliğinde…
Herkes samimi, harbi imiş…
Kimse kimsenin arkasından konuşmaz, dedikodusunu yapmazlarmış. Azla yetinirmişler kısacası mutluymuşlar. İnsanların diğer insanların malında mülkünde gözü yokmuş.
Köy ahalisinden biri başarılı bir şey yaptıysa kimsenin zoruna gitmez aksine tebrik ederlermiş. Akrabalık bağı ön plandaymış.
Haftanın belli günlerinde köy kahvehanesinde köyün insanları akraba, eş, dost otururlar neşeli ve samimi vakit geçirirlermiş.
Menfaatsiz dostluk varmış.
Hiç kimse birbiriyle küsmez kavga etmezlermiş köyün gençleri arasında hafif kızışmalar dahi olsa hemen büyükler araya girer sıkıntılı durum düzeltilirmiş.
Geleneksel köy günleri olur bu günlerde köylü kadınlar birbirinden lezzetli yemekler yapar doyasıya yer içerlermiş.
Bu durum 1-2 defa değil sürekli oluyormuş. Görüyor musunuz istikrarı, sevgiyi bitmez tükenmez dostluğu.
Köylerde büyüklerden korku varmış o korkuyu saygıdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Korkuyu ne kadar onaylarsınız bilemem. Çekinmekte diyebiliriz.
Saygının olduğu yerde sevgide vardır. Her genç büyüklerine karşı saygıda kusur etmezlermiş çünkü büyüklerinden öyle görmüşler. Disiplinin olduğu yerde saygı vardır bu durum başarıyı getirir.
Herkes yerini bilirmiş akrabalar birbiriyle kavga etmez küs kavga etmezlermiş akrabalık bağları çok kuvvetliymiş.
Günümüzde ise durum tam tersi.
Hani ilk eğitim ailede başlar diyoruz tamam burada şüphesiz ki hemfikiriz sanki eğitim aşamasında saygıda sevgide hoşgörüde eksik görünüyor.
Yeni nesilde saygı yok, sevgi yok, terbiye yok, sabır yok yahu!
Çocuklar sülale kavramını bilmiyorlar çocukları hapsediyoruz evlere asosyal olup gidiyorlar.
Amca bilmez hala-dayı bilmez diğer akrabaları saymıyorum bile...
Çocuklara hak versek mi bilemiyorum ama ebeveyn yakın akrabalarla küs çocukta bu durumda insanlarla dargın kalmaya alışıyor.
Ailevi terimleri bilmiyor çocuklar.
Bakınız değerli okurlar günümüzde aile kavramı çok önem kazanmakta sıkı sıkı bağ kurmak çok önemli.
Gurbetteki akrabalarımla konuşunca aile hasretini sülale bağını daha iyi anlıyorum, kendi nezdimde daha önem veriyorum akrabalarıma.
Evleri hiç boşluk olmayacak şekilde bitişik olan yıllardır komşu olan dayı-yeğen biliyorum. Araları beş para etmez bir tarla yüzünden açık.
Bu şekilde arkadan gelen nesile de iyi örnek olmaz onlarda aynı husumetle hayatlarına devam edeceklerdir. Bu böyle olmaz.
Akrabalarının evini bilmeyenler var. Akşam oturmaları bitmiş git gel yok.
Bu durumu internetin faydasız bir özelliğine bağlıyorum. İnternetten akrabalarının fotoğraflarını görmek yetiyor insanlara.
Birde öldü mü kaldı mı diye bakıyorlar tamam. Umarım bu yazıyı okuduktan sonra kafanızdaki aile-akraba kurgusu genişler faydalı bir konuya değinmiş olurum.
Şimdiden teşekkür ediyor, küskünlüklerin yaşanmamasını dargınlıkların bitmesini diliyorum.
Bir daha ki yazımda görüşmek dileğimle kalınız sağlıcakla…