Karşılaşma öncesi Samsunspor Teknik Direktörü Ertuğrul SAĞLAM’ın açıklamalarının özeti niteliğinde bir maçı geride bıraktık.
Nisan ayının son çeyreğinde ‘ŞAMPİYONLUK’ inancına bir çentik daha atmış olduk.
Maça gelince;
İlk dakikalardan itibaren sahaya futbolun tüm güzelliklerini sergileyeceğimize inanan bir 11 ile çıktığımız belli olmuştu.
Gökhan KARADENİZ ‘in ustaca attığı bir gol izledik. Bu tarz golleri özlemiş olduğumuz da belli oldu tabi.
Golden dakikalar sonra yine Gökhan havadan gelen topa gelişine öyle bir vuruş yaptı ki top taca gitti. Ama beni asıl heyecanlandıran taca giden o topun arkasından sırtını dönüp gitmeyerek, ters kanat da kullanılan atışı presleme isteği taşıması ve topu yeniden kazanma hırsıydı.
İlk yarı boyunca Gökhan – Saviçeviç – Yasin üçlüsü bir çok pozisyon için pas alışverişinde bulundu. Bu üçlüye katılan Dja oldu ve en verimli katkı da ondan geldi. TV reklamlarında enerjisi bitmeyen pil misali takımın ilerisinde gerisinde sahanın her yerinde basmadık yer bırakmayarak, her pozisyonda boşa çıkıp top isteyerek, kaleciden başlayan topa kadar inip oyun kurmaya çalışarak ve en son olarak da o golü resmen koklayarak topu ağalara göndererek maça imzasını attı.
Gökhan -Saviçeviç – Yasin üçlüsüne gelince, bu ekip sürekli olarak oynayacaksa şayet pas yüzdesini artırmakla beraber, asıl olumlu pas yüzdesini yada akıllı pas yüzdesi hızlıca artırmalı. Pas yüzdeleri iyi olabilir fakat Saviçeviç‘in oyuna olan olumlu pas sayısının artması yada olumlu katkısının artması durumunda çok farklı bir Yasin, çok farklı bir Gökhan ve çok daha fazla gol pozisyonuna girecek olan Corrueer göreceğimize eminim .
Maçın ikinci yarısında ise oyuncu değişikliği ile birlikte bambaşka bir Yasin çıktı ortaya.
Yazınının ikinci bir başlığı olsa ‘YASİN İSTERSE ‘ diye başlardım açıkçası.
Rakip takımın yorgunluğundan mı desek, yoksa az önce bahsi geçen olumlu pas yüzdesinin oyuna katkısı mı desek, Yasin resmen oyuna el koydu ve sonuca direk etki etti.
Bir ara kısa pas alışverişi yaptığımız sıralarda üst ligi bırakın Avrupa’da izlediğimiz maçlara benzer bir enstantaneyi de TV ekranlarına yansıtmış olduk.
İşin özetinde haftalardır takıma katılan usta ayakların alışma evresinden sonra farklı bir takım olacağımızdan bahsetmiştik.
Takıma yeni katılan ve mevcudiyetin de olan bu usta ayaklar çok yönlü futbolculardan oluşunca ve yeteneklerini sahaya yansıtmak için çaba sağlayıp birde takımdaşlık ruhunu yakalayıp, atmosferi şampiyonluk rüzgarına çevirince bizim için kazanmak artık kaçınılmaz oluyor. Ve izlemesi keyif veren bir takım görüntüsünü yakalıyoruz.
Son bir parantez de Erkam REŞMEN‘e. Resmen takımın ‘JOKER’ i oldu. Stoper, ön libero ve en son da onu yıllarca başka takımlarda da izlediğim sağ bek mevkiinde hiç sırıtmadan ve üstüne koyarak oynadı. Açıkçası kalan maçların bence banko Sağ beki olarak da devam etmeli.
Haydi Büyük SAMSUN kenti , haydi Büyük SAMSUNSPOR taraftarı çıkartın bayrakları sandıklardan süsleyin tüm cadde ve sokakları.
Nisan’a az kaldı…