CHP'li Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu'na sordu;
"Samsun-Sivas Demiryolu projesinde fazladan harcanan milyonlarca Avro’nun hesabını kim verecek?”
Evet, bu Samsun-Sivas Demiryolu projesi bir türlü gündemimizden çıkmıyor.
Açılışı 2020'de bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yapıldı yapılmasına da iki yılda bir türlü açılamadı.
Neyse geçtiğimiz aylarda açıldı. Ama yine de hala randıman alabilmiş değil.
Hatırlarsanız bu projenin ana finansörü, Avrupa Birliği.
Hatta projenin yapıldığı dönemde Avrupa Birliği’nin kendi sınırları dışında finanse ettiği en yüksek maliyetli yapım projesiydi.
Ne yapılmak isteniyordu bu projeyle; Samsun-Sivas Demiryolu Hattı'nın modernize edilmesi.
Avrupa Birliği, projenin 220 milyon Avroluk bölümünü kendisini finanse edeceğini de taahhüt etti.
Protokol imzalandı imzalanmasına da daha ihale sürecinde, ardından da yapım aşamasında ciddi gecikmeler aşandı.
Bu gecikmeler nedeniyle AB hibe fonundan kullanılacak olan kaynağın yaklaşık 72 milyon Avro’luk kısmı kullanılamayınca, bu para da AB fonuna geri döndü. 72 milyon avro (455 milyon 760 bin TL-bugünkü kurla 1 milyar 325 milyon 520 bin TL) ediyor.
Ne oldu bundan sonra biliyor musunuz?
Bu para, merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak zorunda kalındı.
Dahası, 258 milyon Avro olarak hesaplanan proje, bitiminde yaklaşık 320 milyon avroya mal oldu ve merkezi yönetim bütçesinden projeye aktarılan kaynak da toplamda yaklaşık 177 milyon avroya ulaştı.
Bu tespiti de ben/biz değil, Sayıştay bizzat kendi raporunda açıklıyor.
Çünkü Sayıştay’ın Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na ilişkin 2018 yılı Denetim Raporu’nda da, Avrupa Birliği ile ortak yürütülen Samsun-Kalın (Sivas) demiryolu modernizasyonu projesinde, yaşanan gecikme ve aksamaların oluşturduğu maliyet artışlarının ve merkezi yönetim bütçesine getirdiği ek mali yük, ayrıntılı bir biçimde yer alıyor.
Şimdi insan haliyle merak ediyor.
Böylesine önemli ve zamana dayalı bir proje neden bu kadar gecikti?
Devletin kasasından yani milletin cebinden çıkan, milyonlarca avroluk zarara kimler neden oldu?
En önemlisi de haklarında bir işlem başlatıldı mı?
Biz de merak ediyoruz. Bakalım bu sorulara yanıt gelecek mi?
Doğrusu bu değil mi; milletin kaynaklarını çarçur edenlerin hesap vermeleri gerekmez mi?