Ve Türkiye'nin 2023 yılının ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamları açıklandı.
TÜİK'in verilerine göre; Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,8 büyüdü.
Tüketim harcamaları ise yüzde 15,6 artış gerçekleştirdi.
Şimdi öncelikle ekonomik büyüme neydi, onu hatırlayalım.
"Bir ülkede ya da bölgede insan ihtiyaçlarını karşılayacak olan mal ve hizmetlerin üretimindeki artış", EKONOMİK BÜYÜME olarak tanımlanıyor.
Bir ülkenin ekonomik olarak büyüdüğünü nasıl anlarız diye sorarsanız; bunu ölçmenin en kestirme yolu da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da, bir dönemden diğerine reel bir artış olup olmadığına bakmak.
Türkiye'de ekonomik büyüme, 2020’nin üçüncü çeyreğinden sonra yani sekiz çeyreklik bir dönem süresince iyi bir düzeyde seyretmesine rağmen, 2022 başından beri artık kontrol edilemez bir hıza ulaşmış olan enflasyon yüzünden bu süreçten sonra hiç de istendiği ölçüde büyüme gerçekleşemedi.
Hatta enflasyonla mücadele etmek yerine, ekonomik büyüme öncelenmesine rağmen beklentilerin altında bir ekonomik büyümenin gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
Yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları ikinci çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 15,6 artmış olması da bunun göstergesi.
Üstelik mal ve hizmet ithalatı, ikinci çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 20,3 artarken ihracat yüzde 9 azalmış durumda.
Hatırlanacak olursa 2023 yılının birinci çeyreğinde yüzde 4 olarak açıklanmıştı. İkinci çeyrek rakamlarının ardından bu hedef yani büyüme rakamı yüzde 3,9'a revize edildi.
Çok yüksek negatif faizin ve çok yüksek enflasyonun varlığına karşın, ikinci çeyrek için açıklanan bu büyüme rakamı, sonuç olarak düşük bir büyüme oranı anlamına geliyor.
Bu arada büyüme verilerindeki çarpıcı bir ayrıntıyı da gözden kaçırmamak gerek; Çalışanların ekonomiden aldığı pay: 2019'da yüzde 34,7, 2020'de yüzde 32,9, 2021'de yüzde 30 iken 2022'de yüzde 26,3'e düşmüştü.
Sermayenin ekonomiden aldığı pay ise 2019'da yüzde 47,4, 2020'de yüzde 49,3, 2021'de yüzde 52,3, 2022 ise yüzde 53,7 oldu.
Türkiye ekonomisi, geçen yılın aynı çeyreğinde yüzde 7,8 büyümüştü.
Uydurma ekonomi politikasının hakim olduğu son 7 çeyrekte ise ortalama ekonomik büyüme yüzde 5.8 olurken, öyle iddia edildiği gibi yatırım ve ihracatın katkısı yüksek olmadı; tersine hane halkı tüketim patlaması yaratıldı.
Çünkü vatandaş değeri her geçen gün dibe vuran Türk lirasından kaçmak için beyaz eşyalarını yenilemeye, araba almaya, evlerine tüketim maddeleri stoklamaya yöneldiler. Hatta ve hatta gelecek dönemlerde gidemeyeceklerini düşündükleri için kredi kullanıp tatile ve eğlence yerlerine gidenler oldu.
Yılın ikinci çeyreği itibariyle tüketimdeki yüzde 15'lik artışa bakarak satın alma gücünün ne derece düştüğünü varın siz hesaplayın.
Sonuç olarak şimdi elimizde ne var?
Patlamış bir enflasyon ve geçim sıkıntısı!
***
Türkiye'den manzaralarda en can yakıcı olanlarından birisi önceki gün Batman’dan geldi. 23 kişilik 9 aylık personel kadrosuna tam tamına 2 bin 713 kişi başvurdu. Türkiye'deki işsizliğin geldiği nokta işte bu derece can yakıcı!
***
Dün beşinci ve son toplantısını yapan Hakem Kurulu, memur ve memur emeklilerin zam oranını netleştirdi. Buna göre, 2024'ün ilk altı ayında yüzde 15, ikinci altı ayında yüzde 10, 2025'in ilk altı ayında yüzde 6 ve ikinci altı ayında yüzde 5 zam yapılacak.
Vergilere kat kat zam yapılırken, araçlar için çifter çifter vergi istenirken; sıra memura ve emekliye gelince kalemler birden susuyor, küçük harflerle yazmaya başlıyor…