14-28 Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı gösterilen ancak çok yaklaşmasına rağmen sonucu değiştiremeyen Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin hafta sonunda yapılan 38. Olağan Genel Kurulu’nda, uzun bir süre yakın çalışma arkadaşı olan ve kendisinin Grup Başkanlığı'na getirdiği Özgür Özel karşısında yenildi ve koltuğuna veda etmek zorunda kaldı.
CHP'nin yeni genel başkanı artık, mayıs seçimlerinden sonra 'değişim' sözünü ilk ağzına alan isim olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açık desteğiyle Özgür Özel. Başlangıçta genel başkan seçilmesine pek de ihtimal verilmeyen Özgür Özel'in talihi aslında İstanbul İl Kongresi'nde, Genel Merkez'in değil de Ekrem İmamoğlu'nun desteklediği il başkanı Özgür Çelik'in seçilmesiyle değişti.
İstanbul delegesinin yoğun lobisi ve kongrede yaptığı konuşmayla örgütü kucaklayan, önseçimden, parti yardımlarına kadar delegelere önemli sözler veren Özgür Özel, 13 yıllık genel başkanlığı sürecinde birisi kendisinin aday olduğu olmak üzere üç önemli cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu'nu, ilk turda geçmeyi başardı.
Salt çoğunluk sağlanamadığı için ikinci tura giden seçimde 'çekildi, çekilecek' iddiaları ortaya atılsa da adaylığını sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu, 'değişim' rüzgarının önünde duramadı ve Özgür Özel, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisi CHP'nin Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sonra 8. Genel Başkanı oldu.
9 Eylül 2023'de 100 yılını kutlayan CHP'de aslında genel başkanlar ortalama 15 yılda bir değişiyor. Bir sosyal demokrat partide bu kadar uzun sürede değişimin olması da bence yine de tartışılır bir durum. "Değişim"i hızlandırmak adına genel başkanları ve MYK'yı dört yılda bir değiştirmek (en çok bir dönem kuralı koymak) lider sultasını etkisiz kılmak, siyaseti bazı kişiler için meslek olmaktan çıkarmak CHP için iyi olabilir düşüncesindeyim.
Sonuç olarak CHP'deki değişimi, önümüzdeki yerel seçimleri de hesaba kattığımızda Türkiye'de de siyasetin çok daha hareketli hale geleceğini göstermesi açısından son derece önemli buluyorum.
Ve bu değişimde, başından beri Özgür Özel'i destekleyen Ekrem İmamoğlu'nun etkisi bir hayli büyük.
2028'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'nin adayının Ekrem İmamoğlu olacağına ilişkin yorumlar şimdiden yapılmaya başlandı bile.
İmamoğlu için bu yolda çok önemli bir sürece ise sadece 4 ay kaldı. Mart ayında yapılacak yerel seçimler, Ekrem İmamoğlu için sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kazanmaktan çok daha fazla bir anlam içeriyor. Mart yerel seçimlerinde İmamoğlu artık sadece İstanbul’u değil, Kılıçdaroğlu öneinde kazanılan büyükşehir belediyelerini kaybetmemek hatta daha fazla belediyeyi de kazanmak zorunda. Aksi halde CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun gitmesine gerekçe olarak gösterilen 'değişim' sözlerinin hiçbir anlamı kalmayacaktır. Kılıçdaroğlu'ndan daha da geriye düşen bir İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimi için de güç kaybedecektir. O yüzden mart ayındaki yerel seçimler sadece Özgür Özel için değil Ekrem İmamoğlu için de bir 'kader seçimi' olacak!
Son bir söz daha; seversiniz sevmezsiniz ama parmak sallayarak, hakaret ederek değil, Türkiye'de siyasetin saygılı, terbiyeli, asil, beyefendilik içinde de yapılabileceğini gösterdiği için Kemal Kılıçdaroğlu'na herkesin bir teşekkür borcu var diye düşünüyorum.